Emniyette işkence, cezaevinde tecrit!

1947’nin son ayları. Devir, Tek parti devri! 

Afyon’dan 3 sivil polis Emirdağ ilçesine geliyor. Dini bir cemiyeti araştırıyorlar! Said Nursi ile kimler görüşüyor, tespit edecekler! Bediüzzaman, dışarı çıktımı peşindeler! Bazı günler helikopterler uçuruluyor üzerinden.

Risale-i Nurların teksirle çoğaltılmasından rahatsızlar. İman hizmetini durdurmak ve Nur talebelerini yok etmek istiyorlar. 

Emirdağ, Isparta, Kastamonu, Konya, İnebolu, Safranbolu, Aydın ve daha pek çok il, ilçe ve köyde evlere baskınlar düzenleniyor. Masum insanlar, ellerine kelepçeler vurularak, birer terörist gibi karakola götürülüyor, işkence ediliyor. ( O zaman kadınlara dokunulmuyor.)

Said Nursi ve 15 kadar Nur talebesi de Emirdağ’dan alınarak Afyon’a getirilir! Sorgulanır ve hapse atılırlar! Said Nursi, tecrittedir! Kimse ile görüştürülmez!

Oysa 1944’te Denizli mahkemesinden beraat etmiştir. Suçlamalar yine aynıdır;

“Gizli cemiyet kuruyor!”

“Halkı hükümet aleyhine kışkırtıyor!”

“Rejimi yıkmaya çalışıyor!”

“M. Kemal’e İslam deccali, Süfyan diyor! “

( Ne kadar tanıdık iddialar değil mi?)

Derin (!) soruşturmanın neticesinde bir tek suç delili bulamıyorlar! Ama Ankara’dan baskı ve talimat var. Cezası çoktan verilmiş! Kalemi kırılmış!

Mahkeme, ” kanaatle ” Bediüzzaman’ı 20 ay hapis cezasına çarptırıyor! 

Hükmü derhal infaz ediyor!

Mahkumiyet kararı temyize götürülüyor!

Karar, esastan bozuluyor! Yeniden mahkeme başlıyor! Ama mütemadiyen duruşmalar erteleniyor! Bediüzzaman ve talebeleri, hüküm kesinleşmeden verilen ceza müddetini hapiste geçiriyor!

Said Nursi’ye hücrede büyük işkence yapılıyor! Kendi ifadesi ile; Denizli hapsinde bir ayda gördüğü zulmü Afyon’da bir günde görüyor! 

Tam 20 ay, kışın çok soğuk olan koğuşta tecritte bırakılıyor! 

Hapishane penceresinin buz tuttuğu günlerde zehir veriliyor!  

Yatağında bir yandan diğer yana dönemez hale geldiğinde bile kimse yanına yaklaştırılmıyor!

Günlerce bir şey yiyemiyor!

Gıdasız kalıyor, zayıf düşüyor!

Penceresinden bakanlar bile falakaya çekiliyor! Bir talebesine şöyle diyor; ” Belki hayatta kalamayacağım. Bütün mevcudiyetim vatan, millet gençlik ve alemi İslam ve belerin evedi refah ve saadeti uğrunda feda olsun! Ölürsem dostlarım intikamımı almasınlar!” 

Bediüzzaman, 20 Eylül 1949’da şafak vaktinde, karanlıkta tahliye ediliyor! 

Mahkumiyet kararı bozulmasına rağmen zulüm bitmemiştir! Afyon’da kaldığı süre içinde, üç polis kapısı önünde gece gündüz nöbet tutuyor! Bayramda bile kimse ile görüştürülmüyor!

Hapishanede zehirlenerek öldürülmek istenen Bediüzzaman, hizmetine devam ediyor. 23 Mart 1960’da vefat ediyor! Tek parti 1950’de devriliyor! Kur’an Nurları, ülkede her beldeye ulaşıyor! 

Dün Said Nursi’ye zulüm edenler bugün bütün güçleri ile Hizmet hareketini yok etmek istiyorlar! Mahkemelerdeki hukuksuzluklar, emniyette kullanılan işkence yöntemleri bile aynı! “Siyasi İslamcı” maske düştü, tek parti/tek adam dönemi göründü…

Write a comment

1 Comment

  1. Mustafa Pekgöz April 7, 18:47

    Hukuk yoluyla hizmet hareketiyle başetmek mümkün değil diyen müslüman kardeşlerimizin içi rahatsa sevinebilirler.Zira “Kişi sevdigiyle beraberdir.”Hz.Muhammed(sav).

Only registered users can comment.