Ağla haline ey Ali Nur!

Ağla haline ey Ali Nur!

Bir gölgeye cevap yazmak bana anlamsız geliyor ama ne yaparsın ki umumun hukuku var. Bugünün yarını var. Tarih var. Yarın çocuklarımızın ‘Neden böyle absürd iddialara, yorumlara bir şey demediniz? Ses seda çıkarmadınız?’ sözlerini duymamak için cevap yazmayı zaruri görüyorum.

HAKKI GÖRMEYEN GÖZLER

Size hitaben daha önce de bir yazı yazmıştım. “Seccadene dön ey Şakirt!” yazınıza “Hakkı Görmeyen Gözler” başlığıyla cevap vermiş ve “O şakirt seccadesinden hiç ayrılmamıştı!” demiştim. O yazıda sizden en büyük beklentimin mahlasın arkasına sığınmayıp hayalet gibi dolaşmamanız ve anne-babanızın doğduğunuzda size verdiği isimle yazmanız olduğunu söylemiştim. Bakın aradan nice zaman geçti. Cevabi yazınıza rağmen isminizi açıklamadınız. O isimle açıkça yazmaya cesaret edemediniz ve hala edemeyip yine aynı mahlasla ‘aleme nizamat vermeye!’ devam ediyorsunuz. Merak ediyorum, acaba bir suç mu işlediniz ki mahlasın arkasına saklanıyorsunuz?

Mahlasla yazma basın tarihimizin bir geleneği diyecek olursanız amenna ama böylesine önemli bir konuda, binlerin, yüzbinlerin istiklal mahkemelerinin zulmünü aratmayan zulümlere maruz kaldığı, daha acısı bunların atılan iftiralara, peynir ekme yeme kolaylığı içinde söylenen yalanlara dayandırıldığı bir zeminde ve kendisine de meydan okunduğu bir yerde, insan, şerefini, haysiyetini, şahsiyetini, karakterini korumak için kendi adıyla yazar. Tabii bu benim görüşüm. Sizin görüşünüz ve tercihiniz ortada.

HALİNE AĞLA EY HAYALET!

Ey hayalet yazar!

Bugün Zaman Gazetesine dünya hukuk tarihine girecek ve göreceksiniz yakın gelecekte hukuk fakültelerinde basın hürriyeti, faşizm, gasp, müsadere, kayyım gibi kavramlar ekseninde ders kitaplarına örnek olarak girecek zulüm kararı ve o karara vefakar okuyucunun gösterdiği demokratik tepkilere karşı “Ağlama ey Şakirt!” başlıklı bir yazı yazmışsınız. Ben de size diyorum ki, haline ağla ey hayalet yazar! Ağla hem öyle derinden ah-u eninlerle ağla ki dökeceğin göz yaşları siyasi tarafgirliğin kör ettiği gözlerinin açılmasına vesile olsun. Kim bilir o göz yaşları Rahman’ın rahmetini galeyana getirir de üç yıldan beri yazılı ve görsel medyada dile getirdiğiniz yalan, iftira ve ithamlarınızın gerçekliğini görmeye siz sevk eder.

zaman-gazetesi-onunde-toplanan-okuyuculari-polis-8227475_418_mHALİNİZE ACIYORUM

Acıyorum halinize. Daha yazının yarısına gelmeden gördüğüm ve ‘Algı operasyonu’ olarak literatürümüze giren ve sizin yazı – ve ihtimal konuşmalarınızda – yılmadan, usanmadan müdafaasını yaptığınız o iddialara tabii hakim ilkesini esas alarak bir tane delil getirmeden ve getiremeden tekrarlamanız gerçekten şayan-ı hayret.

Kabak tadı verdi bu dinleme iddialarınız, hükümeti yıkma ve darbe söylemleriniz, devletin resmi işleyişine muhalif yapılanma beyanlarınız. Gerçekten yeter! Tabii/doğal hakim ilkesini çalıştırarak –bunun hukukta ne manaya geldiğini biliyorsunuz umarım- iddiada bulunduğunu şahısları somut delillerle çıkartın yargının önüne o zaman. Neden bunu yapmıyorsunuz? Neden devletin gücünü kullanarak – ne güç kullanması içini boşaltarak – somut delillerle suçlanan yandaşlarınızı yargı önünden kaçırıyorsunuz?

Hayret Azizim, siz herkesi kör ve alemi sersem mi sanırsınız?

AKŞAM BAŞKA, SABAH BAŞKA

Siz ey hayalet yazar! İki yıldır içeride bulunan ve hala iddianamesi yazılmayan insanların varlığından haberdar değil misiniz? Bir senaryodan hareketle hapiste zulmen tutulan Hidayet Karaca’dan mesela… Yazdığı 5-6 tane köşe yazısından dolayı hürriyeti kısıtlanan Gültekin Avcı’dan… Dün alkışlamaktan avuç içlerini şişirdiğiniz ve kahraman ilan ettiğiniz ama rüzgar tersine dönünce hain dediğiniz Mehmet Baransu’dan… Gözleriniz kör olmuş anladık da vicdanlarınız da taş mı bağladı? Sahi 12-13 yazar olarak ne başlık atmıştınız Kabataş yalanına? Siz de var mıydınız onlar arasında!

zaman-gazetesi-nin-onunde-polis-saldirisi-118664-5HUKUK SİYASETİN ZULÜM MAŞASI

Yazının tamamına değil sadece kayyım kararını protesto için gazete önüne gelmiş masum insanlara TOMA’larla yapılan zulme ve bu eksende yaptığınız yoruma cevap vereyim. Öncelikle, insanımız vatandaşlık hakları istikametinde kendi özgür iradeleriyle bir protesto eyleminde bulunamaz mı? Sizin gibi siyasi iktidarın her kararını, her uygulamasını desteklemek zorunda mı? Bu cümlemi okur okumaz ‘Hukuki süreç’ mazeretinin arkasına sığınmayın lütfen. Çok komik oluyorsunuz. Hukuk mu bıraktınız güzelim ülkemizde? Siyasetin zulüm maşası haline getirdiniz hukuku. İslâmcılık iddialarını seslendirdiğiniz muhalefet döneminde böyle demiyordunuz ama! Gerçi o zaman devlete tağut diyordunuz. Cuma namazı kılınmaz diyordunuz. İktidar olunca işler değişti. Sahi siz Cuma namazı kılıyor musunuz şimdi? ‘Bizim çizgimize geldi’ diye aleme beyanat veren insanları da götürüyor munuz Cuma’ya. Cevap beklemiyorum. Zaten haddimi aştım. Allah ile kul arasına girilmez değil mi?

BİBER GAZI, TAZYİKLİ SU, PLASTİK MERMİ

İki; protesto eden gruba yönelik ortada hiç bir tahrik unsuru yokken su sıkma, biber gazı kullanma ve plastik mermiler atma yani orantısız güç kullanarak kalabalığı dağıtma hangi kanunun hangi maddesinde yazıyor? Demokratik hukuk devletlerinde olduğu gibi insanlar barışçı bir şekilde bu haklarını kullansınlar, sloganlar atsınlar ve evlerine dağılsınlar. Sahi böyle bir iddianız vardı değil mi sizin? Türkiye ileri demokratik hukuk devletidir diye ifade ediyordunuz sanırım! Neden izin verilmiyor? Ayrıca merak da etmeyin, zaten üç maymunu oynayan medyanız dolayısıyla Yeni Bosna’nın bir köşesinde olan biten bu hadiseden Türkiye’nin en az dörtte birinin haberi bile olmayacak? Dünya televizyonları, haber ajanslarından görüntü alırsa da şöyle haber yapacak ve “Yargının/hükümetin ya da …’nın kayyım kararını protesto eden bir grup şunları söyledi ve dağıldı” diyecekti.

zaman-saldiri-2KABATAŞ’TA YALAN, YENİBOSNA’DA GERÇEK

Üçüncü bir soru: Devletin bu barışçı protestoya müsaade etmeyip şiddet kullanarak kalabalığı dağıtma – daha anlayacağınız bir dille: Kabataş’ta yalan, Yenibosna’da gerçek olan o görüntülerin – dünyaya servis edilmesine kim sebebiyet veriyor bu durumda? İşgal güçlerinin belki de düşmanlarına yapmayacağı, hukuk bir yana insanlıktan nasibini almamış görevlilerin sebebiyet verdiği o görüntülerdeki asıl suçlu kim? Barışçı protesto hakkını kullanan halk mı, yoksa polisler mi, yoksa Gezi’de olduğu gibi polislere emri verenler mi?

ŞİDDET GÖRÜNTÜLERİ VE DÜNYA MEDYASI

Hayalet yazar… Siz de bilirsiniz ki böylesi görüntüler dünyanın hangi ülkesinde olursa olsun haber değeri taşır ve özgür olan her basın kuruluşu da bunu haber yapar. Küresel dünyada yaşadığınız gerçeğini unutmayacaksınız. Bu müdahaleleri yaparken onların bütün dünyada gündem olacağını/olabileceğini hesaba katacaksınız. Basın özgürlüğü, insan hakları vs. gibi raporlara gireceğini, hatta bu manzaraların Türkiye’nin ekonomik yapısını bile etkileyeceğini düşüneceksiniz. Aksi halde size göre alabildiğine küçük olan bu hadise bütün dünyanın gündemine oturur. Neymiş efendim; ‘Dünyaya bu görüntüleri vermek için insanlar oraya toplanmış.’ “Geçiniz Allah aşkına!” Demezler mi adama? “Bu şiddet görüntüleri nedir?”

BU OLAYI DÜNYAYA BİRLİKTE ANLATALIM, İSTERSENİZ HAVUZ DA GELSİN

Dört: “Bütün dünyada anlatılacakmış bu görüntüler!” Buyrun gelin, siz anlatın bütün dünyaya. Ben de söz veriyorum yardımcı olacağım size. Yabancı dilimi, 16 yıllık yurt dışı tecrübemin bana sağladığı imkânları, bütün network’ümü size kullandıracağım. Bir tek şartla; birlikte olacağız. Basın kulüplerinde, üniversite amfilerinde, konferans salonlarında nerede isterseniz basın yayından üniversite ve düşünce kuruluşlarına kadar Türkiye üzerinde çalışan uzmanların önüne, Beyaz Saray’dan Dışişleri Bakanlığı’na kadar resmi kurumların temsilcilerinin önüne sizinle birlikte çıkacak ve sadece Zaman Gazetesine atanan kayyım kararı ve arkasından cereyan eden şiddet olaylarını, yani Kabataş gibi yalan olmayan “Başı kapalı bacım!” görüntülerini konuşacağız. Var mısınız? İsterseniz kimsenin akredite sorunu yaşamadan katılabileceği bu toplantı – malum demokratik ülkelerde böyledir. Hem onu da görmüş olursunuz- havuz medyasında da canlı olarak yayınlanabilir.

Cevabınızın hayır olacağını zannetmekle beraber bir evet cevabıyla beni yanıltmanızı can-ı gönülden diliyorum. Böylece sizin hayalet kimliğinizin son bulmasına yardımcı olmuş olur ve belki de Yeni Şafak okuyucusundan sizin kimliğinizi açığa çıkartmaya vesile olduğum için plaket alırım.

saldırı 6SİZ BİZİ BIRAKIN, HALİNİZE AĞLAYIN

“Sözün tamamı…” diye başlayan bir atasözü vardır bizde. Ben bu kadar dedim, gerisini siz anlayın. Şakirt olanlar haline ağlamıyor hayalet yazar. Siz merak etmeyin onları. Onlar girdikleri yolun cilvesi olarak görüyor bunları. Bence siz nasihatin yönünü kendi nefsinize yöneltin ve halinize ağlayın. 2010 yılına kadar yapageldikleri güzel şeyleri son 4-5 yılda mirasyedi çocuk gibi, haramzade insan gibi yiyip bitiren yandaşı olduğunuz, tarafı olduğunuz hatta daha da öte parçası olduğunuz iktidarın haline ağlayın. Ne kazanılacağı belirsiz bir başkanlık ideali uğruna şehadetine sebebiyet verdiğiniz, kıydığınız canların ahirette size yakanızdan tutacağı güne ağlayın. Adalet söylemleri ile gelip zulmü ikame eden zihniyetinizin yakın bir gelecekte sizin de kapınızı çalacağı günlere ağlayın. Allah’ın huzurunda, mizan gününde yakanızdan yapışacak hiç mübalağasız milyonlarca insanın söyleyeceğini tahmin ettiğim “Allah’ım. Adalet istiyorum!” sözlerini tahayyül edin ve ona ağlayın. İşte o gün geldiğinde bir yerlerden “Kendi düşen ağlamaz” sözünü duyarsanız sakın ola ki ağlamayın. Zira ağlama zamanı değil o zaman. Hesap verme zamanı. Kabataş yalanlarının hesabını.Yandaş olmadığı için işten attığınız insanların hesabını.

BAŞSIZ BAŞSIZ ADAMLAR…

Aşina olduğunu sandığım, Üstad diye dillerinizden düşürmediğinizi zannettiğim Necip Fazıl ile bitireyim:

“Bıçak soksan gölgeme

Sıcacık kanım damlar

Gir de bak bir ülkeme

Başsız başsız adamlar

 

Ağlayın su yükselsin

Belki kurtulur gemi

Anne seccaden gelsin

Bize dua et emı…”

Bence ağlayın. Hem de çok ağlayın. Ağlayın ki su yükselsin. Yükselsin ki batan gemi belki kurtulur.

Write a comment

20 Comments

  1. Pınar Özlü March 6, 16:57

    Abi Allah sizden razı olsun.

  2. kenan March 6, 17:21

    Allah razı olsun abi. Kitaplarınız kadar yazılarınız da güzel. Biz bu uğurda ölmeye hazırız gerisi teferruat .

  3. Gülfiye Kilichan March 6, 17:22

    Muhteşem. Allah razi olsun.

  4. harun March 6, 18:12

    Allah razı olsun abi..bu sırtlanlar laftan sözden anlamazlar.çünkü idrak ve kapasitelerini ipotek ettirmişler boynu taşımalı şeytanların uşaklarina…

  5. Yavuz March 6, 18:55

    Harika Allah razı olsun

  6. Halit March 6, 19:28

    Allah-u Teala hukmunu vermis,yasayanlar gorecek insallah

  7. Mehmet Aycan March 6, 23:05

    NFK Üstad:
    Dünyada taşınacak bir kuru başınız (başımız)var;
    Onu da,hangi diyar olsa götürürsünüz(götürürüz).
    İnşaallah Rabbimize itimadımız ve ümidimiz tam.

  8. İbrahim Çelik March 7, 09:10

    Eline yüreğine sağlık saygıdeğer hocam… Allah razı olsun.

  9. bir garip March 7, 11:33

    Yine hüzünlendim ve korktum.Mahşer çok ćetin geçeceğe benziyor.Rabbim sen yardımcımız ol.Dünya ve ahiret kardeşim ,Rabbim sizin gibileri çoğaltsın.Muhabbetle.

  10. ekrem March 7, 11:54

    allah razı olsun

  11. İsmail March 7, 11:59

    Ne diyelim kalemine yüreğine sağlık

  12. Levent March 7, 12:56

    Rabbim gönlünüzden ve dilinizden duayı, elinizden kalemi eksik eylemesin. Hakkaniyetin peşinde olan sözleriniz ehli vicdanda makes bulacaktır inşaalah. Siz zamanı yaşayan bizlere sabit kadem olmayı, gelecek nesillere vefayı ve sadakati öğteterek hizmet ediyorsunuz inşaalah.

  13. mirza adem March 7, 15:35

    SN Ahmet Kurucan Bey, sizden istirhamimiz bu iftiralari kucumsemeden cevap vermeniz. NOLUR GEC KALMAYIN. ALLAH RIZASI ICIN CEVAP VERIN.Yoksa bazi -okumus da olsa- saf arkadaslarimiz inaniyor bu iftiralara. Bu arada o kadar enfes aciklamissiniz ki tum arkadaslarimla paylastim. ALLAH RAZI OLSUN SIZDEN..

  14. Hüseyin March 7, 15:52

    Yüreğinize Sağlık. ARO.

  15. demir March 7, 18:01

    En çok “Allah huzurunda adalet istiyorum diyecek milyonlar” kısmı beni etkiledi.
    Allah razı olsun duygularımıza tercüman olduğunuz için

  16. Zehra Aybike March 7, 20:11

    Ellerinize ve yüreğinize sağlık meseleyi öyle güzel anlatmaşsınız ki!
    Muhattabınız bu yalın üslûbunuzdan da bir şey anlamamış ise “yazık” derim kendisine

  17. Selman March 8, 01:03

    Rabbim izan nasip etsin ne desek bos bu insanlara ama belki birgün anladiklari zaman bize söylemişlerdi derler.

  18. Muhalif March 11, 03:52

    Allah şerrinizden ümmet-i islamı muhafaza etsin ey nurdan nasiplenememişler. Yüzünüzde nurun eseri kalmadı. Dönün tevbe edin Allah’a.

  19. Emine March 13, 16:01

    Mehmedim sevinin baslar yuksekte
    Olsekte sevinin eve donsekte
    Sanma kalir bu tekerlek tumsekte
    Yarin elbet bizimdir
    Gun dogmus gun batmis ebed bizimdir
    Seccadedesin fakat kiblen mi sasti Ali bey
    Haline agla ey hayalet yazar

  20. Mehmet March 14, 13:07

    Mursi devrildiginde sisinin yanında yer alarak ABD ve Israil in peşinden gittiniz. Adliyeye polise üniversiteye ve diğer kurumlara kendi adamlarinizi yerleştirirken başkalarının haklarını yediniz. Bunun sonrası şevkat tokatı güçlü bir şekilde yediniz. Fakat daha farkına varmadiniz

Only registered users can comment.