Zeki ama öğrenemiyorsa çocuğunuz disleksi olabilir

Zeki ama öğrenemiyorsa çocuğunuz disleksi olabilir

Bir çocuğun zeki olması onun her zaman kolay bir şekilde öğrenebileceği anlamına gelmiyor. Zeki çocuklar da öğrenme ve algılama güçlükleri yaşayabilir.

Türkiye’de yüzde 9 gibi yüksek bir oranda görülen öğrenme güçlüğünde aileler, çocuklarına karşı sabırlı olmalı, kısa molalarla sık tekrar yaparak ders tekrarına yardımcı olabilmeli.

Einstein, Edison, Leonardo Da Vinci gibi dâhilerin de içinde bulunduğu özel bir öğrenme güçlüğü çeşididir, disleksi. Ve öğrenme güçlüğü bir zeka geriliği değildir. Çoğunlukla birlikte görülse bile dikkat eksikliği ve hiperaktiviteden farklı bir durumdur. Eğer bir çocukta öğrenme güçlüğü varsa, ailelerin bunu kabullenmesi çok önemlidir. Çünkü bu hastalığın tedavisi eğitimdir. Bu özelliğe sahip çocuklar çoğu zaman durumun farkındadır ama belli etmemeye çalışır. Örneğin, sınıfındaki birçok arkadaşından geri kaldığını bilir ve bunun için kendini kötü hisseder. Bu sebeple dersten kaçtığı sıkça görülür. Birçoğu derse katılmak istemez ve ödev yapmak onlar için adeta bir işkence haline gelir. Ailelerin bu gibi durumlarda çocuklarını anlamaya çalışması ve onlara gerekli desteği sunması en büyük ilaçtır.

Öğrenme güçlüğü yaşayan çocukların genellikle sayıları tanımada, çarpım tablosunu öğrenmede sıkıntı yaşayabileceğini aktaran özel eğitim uzmanı Anıl Yücel, disleksi olan çocukların bir kısmı okuma yazmada çok geri kalmışken, matematik alanında çok başarılı olabileceğini söylüyor. Ailelerin sabırlı ve hoşgörülü olması gerektiğini belirten Yücel, ailelere şunları tavsiye ediyor: “Dikkatleri çabuk dağılabilir, bu yüzden kısa ve molalarla çalışın. Çalışma ortamının sessiz ve düzenli olmasına özen gösterin. Başaramayacağı işler yerine kendisini daha iyi hissedeceği görevler verin. Çocuğunuzla çalışırken üşenmeyin sık sık tekrar yapın.”

Dislektikler neler yapar?

  •   Yazılı kelimeleri öğrenme ve hatırlamada güçlük çekerler.
  •   Yön (yukarı-aşağı, sağ-sol gibi) ve zaman (önce, sonra, dün, yarın gibi) kavramları ayırt edemezler.
  •   Kısa süreli hafızaları zayıftır. Sesleri tanımakta güçlük çekerler.
  •   Harfleri ya da sayıları tersten algılarlar. Örneğin b’yi d, E’yi 3, 6’yı 9, 73’ü 37 gibi görürler.
  •  o, e, c gibi harflerin arasındaki farkları dile getiremezler. Sözcükleri tersten okurlar, örneğin ‘edip’ sözcüğünü ‘pide’ şeklinde algılarlar.
  •   Sıralamada güçlük çekerler; alfabeyi öğrenme, mevsimleri ve ayları sıralamada zorlanırlar, doğum tarihlerini karıştırırlar, alışveriş listesi yapamazlar.
  •   Okurken kelime atlarlar.
  •   Konuşmaya yaşıtlarından geç başlarlar ve konuşma becerileri zayıftır.
  •   Harfleri doğru algılayamadıkları için okuma sırasında şiddetli baş ağrısı ve mide bulantısı çekerler.
  •   Hecelerin seslerini karıştırır, sessiz harflerin yerini değiştirirler.
  •   Uzun sözcükleri telaffuz etmekte güçlük çekerler.
  •   Koordinasyon ve düzenlemede sorun yaşarlar.
  •   Son okunan şeyi hatırlayamaz, bu nedenle aynı paragrafı tekrar tekrar okumak zorunda kalabilirler.
  •   Kolay okunamayan bir el yazıları vardır, ellerini iyi kullanamazlar.
Write a comment

No Comments

No Comments Yet!

Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.

Write a comment

Only registered users can comment.