Yurtdışında eğitim yapmak

Yurtdışında eğitim yapmak

Zaman gazetesi yazarı Melih Arat çoğu gencin hayali olan yurtdışında eğitim konusunu ele aldı.

İşte öğrencilere çeşitli tavsiyelerde bulunan Arat’ın yazısı;

Hemen her Türk gencinin hayalinde olan şeylerden biri yurtdışında eğitim yapmaktır.

Erasmus programıyla Avrupa’ya gitmek ya da yabancı bir ülkede master veya doktora yapmak her yiğidin (öğrencinin) kalbinde yatan aslandır. Ancak bu hayali gerçekleştirmek, kendine has bir strateji ve çalışma ister. Tek başına para bu sorunu çözmez. Elbette para olmadan bazı minimum gerekleri yerine getirmek de mümkün değildir. Ancak yurtdışında eğitim için hemen her örnek de yurtdışında bir hocanın onayı gerekir. Şimdi yurtdışında nasıl eğitim yapılır sorusunu daha cevaplanır hale getirelim. Yurtdışından bir hocanın onayı ve desteği nasıl alınır?

Bizim bu yurtdışı hayallerimizde ilk düştüğümüz tuzak, vermeden almaya çalışmaktır. Hocalara durmadan bize davet ver, master başvurumuza onay ver, burs başvurumuza onay ver, Avrupa Birliği projemize onay ver deyip duruyoruz. Bunu bir de ilk iletişimimizde yapıyoruz. Yeni tanıştığınız biri ilk cümlesinde sizden de bir şey istese tuhaf kaçmaz mı? O zaman hemen bir şey istemekten vazgeçmeliyiz.

 Peki ne yapmalıyız? Öncelikle yurtdışındaki üniversitelerdeki hocaların makalelerini, akademik bildirilerini takip etmeli, bu akademik makale ve bildirileri hakkında sorular sormalı veya yorumlar yapmalıyız. Bu şekilde natürel bir ilişki başlatmış oluruz. Birkaç yazışmadan sonra, onunla çalışmaya ilgi duyduğumuzu söyleyebiliriz. Bu daha mantıklı bir çizgi olacaktır.

Biraz daha masraflı, ama daha başarılı bir yol da uluslararası konferanslara bir bildiri sunarak ya da izleyici olarak katılmaktır. Yurtdışında bir konferansa da gidebiliriz veya Türkiye’de yapılan yabancı hocaların da katıldığı bir konferansa gidebiliriz. Önemli olan bu konferanslarda oturumlara katılmak, hocaları dinlemek, konuşmaları sonrasında onlarla tanışmak, konuşmaları hakkında yorum yapmak ve soru sorarak bir ilişki kurmaktır. Bu noktada hemen yine niyetimizi belli etmek yerine hoca ile iletişimde belirli bir zaman geçirip ondan sonra talebimizi paylaşmak akıllıca olacaktır. Bir dostluk kurmayı başarırsak, amacımıza ulaşmak daha mümkün olur. Bazen daha yaratıcı şeyler de yapabiliriz. Örneğin İstanbul’da yapılan bir konferansta mini bir şehir turu attırmayı başarırsak o zaman akademik hayalimize bir adım daha yaklaşmış oluruz.

Adam Grant’in Vermek ve Almak isimli kitabına göre, bir şey almak için önce karşılıksız vermeye çalışmak daha mantıklıdır. Tabii yukarıdaki ilişkileri kurmak için ön sorunlarımızı mümkün olduğunca çözmeliyiz. Yabancı dil öğrenmek, konumuzla ilgili kitap ve makaleler okumak, mümkün olduğunca saygın giyinmek hemen her öğrencinin yapması gereken ön eylemlerdir. Bunlar olmadan yukarıda anılan diğer eylemleri gerçekleştirmek çok zor olur.

Write a comment

No Comments

No Comments Yet!

Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.

Write a comment

Only registered users can comment.