Washington Post: Erdoğan’ın bahsettiği ‘Yeni Türkiye’ bu mu?

Washington Post: Erdoğan’ın bahsettiği ‘Yeni Türkiye’ bu mu?

Washington Post, Cumhurbaşkanlığı seçimi sonrası birlik mesajı veren Başbakan Erdoğan’ın geçtiğimiz yılki eylemlerinin demokrasiye bakışının sorgulanmasını yol açtığını yazdı. Başbakan Erdoğan’ın oğlunu yüksek miktardaki paraları sıfırlaması konusunda uyardığı iddia edilen ses kayıtlarının ortaya çıkmasının ardından Twitter ve Youtube’un kapatıldığını hatırlatan gazete, “Sayın Erdoğan’ın bahsettiği ‘Yeni Türkiye’ bu mu?” sorusunu sordu.

Amerikan Washington Post gazetesi Türkiye’deki son dönemde yaşanan gelişmelere ilişkin bir başyazı yayınladı. “Türkiye’nin Erdoğan’ın baskısından kurtulması gerekiyor” başlıklı başyazıda  Başbakan Erdoğan ve hükümete yönelik sert eleştirilerin getiriliyor. Başbakan Erdoğan’ın ‘dengesiz ve rahatsız edici’ davranışları sebebiyle Türkiye’nin Avrupa ve Ortadoğu’da önemli rol oynama fırsatını kaçırdığını dile getiriliyor. Gezi Parkı protestolarında hükümetin ‘tüm konuşma ve bir araya gelme özgürlüğü gibi değerleri paramparça eden’ önlemler alındığının ifade edildiği başyazıda cumhurbaşkanlığına daha fazla yetki verilecek herhangi bir anayasal değişiklik öncesinde Başbakan Erdoğan’ın temel demokratik prensiplere saygı duyduğunu göstermesi gerektiğinin altı çiziliyor.

İşte Washington Post’ta yayınlanan başyazının tam metni:

“Türkiye’nin Erdoğan’ın baskısından kurtulması gerekiyor”

Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ülkedeki ilk halk oylamasında oyların yüzde 51.7’sini toplayarak cumhurbaşkanı seçildi. Ülkenin 12 yıldan beri lideri konumundaki Erdoğan, ‘Yeni Türkiye’yi inşa etmek istediğini ve seçimden sonraki konuşmasında derin bir şekilde kutuplaşmış ülkenin tümünün taleplerine saygı duyacağını duyurdu. Ancak geçtiğimiz yılki eylemleri Sayın Erdoğan’ın demokrasiye yaklaşımı ve ötedeki dünyaya bakışının sorgulanmasına yol açıyor. Yeni Türkiye eskisinden farklı mı olacak?

NATO üyesi bir ülke olarak Türkiye, son 10 yılda ciddi mesafe aldı. Bölgenin başka yerlerindeki bazı radikallerden uzak duran laik Müslüman ülke olarak Türkiye Ortadoğu ve Avrupa’da önemli rol oynayabilir ve oynamalıdır. Ancak bu emel, Sayın Erdoğan’ın dengesiz ve rahatsız edici davranışları sebebiyle kötü bir şekilde çöktü. Gazze çatışmalarında İsrail’e yönelik eleştirileri bunun zirvesiydi. İstanbul’daki bir mitingte Sayın Erdoğan İsrail’in ‘akıttıkları kanda boğulacaklarını’ duyurdu ve Musevi devletinin hedeflerini Hitler’inkine benzetti. Bu, devletin başındaki bir isim için antipatik ve uygunsuzdu. Sayın Erdoğan yönetimindeki Türkiye, İslami bir hilafet kurmak umuduyla Suriye ve Irak’ı harap eden kötü niyetli militanları çok uzun süre ağırladı.

Başbakan Erdoğan’ın aldığı önlemler herhangi bir demokrasiye dayanan tüm konuşma ve bir araya gelme özgürlüğü gibi değerleri paramparça ediyor. İstanbul Taksim Meydanı’nda geçtiğimiz yıl patlak veren protestolara Sayın Erdoğan’ın hükümeti haddindan fazla sertlikle müdahale etti. Birkaç insan öldü ve binlercesi yaralandı. Bu, protestoları ifade özgürlüğünden ziyade kendisine yönelik bir hakaret olarak gören bir liderin tepkisiydi.

Türkiye ayrıca gazetecilerin hapse atılması ve sindirilmesi konusundaki sıralamada dünyanın en kötü siciline sahip. Geçtiğimiz Aralık’ta patlak veren büyük yolsuzluk skandalında Sayın Erdoğan’ın oğlunu yüksek miktardaki parayı sıfırlamasını konusunda uyardığı ses kayıtları ortaya çıktı. Sayın Erdoğan ses kayıtlarının sahte olduğunu söyledi ama Türkiye’deki sosyal medya çok hareketli bir gün geçiriyordu. Sayın Erdoğan ve hükümet hakkındaki yolsuzluk iddialarına ilişkin eleştiriler Twitter’da özgürce yazılıyordu. Ses kayıtları ise Youtube’ta yayınlanmıştı. Sayın Erdoğan’ın tepkisi ikisini de kapatmak oldu. Sayın Erdoğan’ın bahsettiği ‘Yeni’ ülke bu mu?

Sayın Erdoğan Türkiye cumhurbaşkanlığını daha yetkili bir makam haline getirecek şekilde güçlendirmeye yönelik arzusunu saklamadı. Anayasayı değiştirmede başarılı olup olamayacağı henüz net değil. Ancak böylesi bir çabadan önce Sayın Erdoğan temel demokratik prensiplere saygı duyduğunu göstermelidir. Aksi halde, cumhurbaşkanlığına daha fazla yetki verilmesi sadece bir adamın önemini arttırmak için kullanılacaktır. Bu ise bir ülke olarak Türkiye’nin çıkarına en uygun olanı değil.

Write a comment

No Comments

No Comments Yet!

Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.

Write a comment

Only registered users can comment.