Trump’ın en büyük komplo teorileri

Trump’ın en büyük komplo teorileri

Donald Trump ırkçılığı, toplumsal kutuplaşmayı, yabancı düşmanlığını, aşırılığı pompalayan ve komploya dayanan bir politika izliyor.

Cumhuriyetçi Parti’nin başkan adayı Trump, Amerikan kamuoyunun olduğu gibi dünyanın da ilgi odağı olmayı sürdürüyor.

Trump’ın destekçileri, başkan adayının Washington DC dışından olması, açık ‘sözlü konuşması’ ve ‘politik oyunlar’ oynamaması gibi nedenlerden dolayı desteklediğini söylüyor. Ancak işin aslı bu kadar basit değil.

Trump’ın seçim kampanyasına başladığı günden bu zamana çizdiği korku dolu manzara, seçmenin kafasında ciddi soru işaretlerine yol açtığı hemen herkesin ortak görüşü. Ülkede artan Müslüman karşıtlığı, Meksikalılara olan ayrımcı yaklaşım, liberaller ile muhafazakarlar arasında aratan kutuplaşma buna en yalın örnekler.

Amerikan toplumunda giderek artan korku ve beraberinde getirdiği komplo teorilerinin insanlar nazarında değer bulması Trump’ın kötü yönde olsa da başarısının aslında bir ifadesi.

Peki Trump, seçim kampanyasını hangi komplo teorilerine dayandırıyor?

Bunları önem sırasına göre ifade edecek olursak şöyle;

1. RADİKAL İSLAM

Trump, başkan adayı olduğunu açıkladığı günden bu zamana hiç dilinden düşürmediği İslam karşıtlığı ve Müslüman düşmanlığı, IŞİD gibi terör örgütlerinin artan saldırıları ile Trump’ın ‘radikal İslam’ komplosu tabanda ciddi karşılık buluyor. Sürekli halkı terör korkusu ile tehdit eden Trump, bu sayede hep ilgi odağı olmayı da başarıyor.

Trump, hem Başkan Barack Obama’nın hem de 8 Kasım’daki Demokrat rakibi Hillary Clinton’ın radikal İslam’a karşı çok naif politika izlediğini savunuyor. Obama Hükümeti’nin Clinton’ın Dışişleri Bakanı olduğu dönemde ABD’ye en büyük terör olayını yaşatan El Kaide lideri Usame Bin Ladin’i öldürdüğü başarısını böylece gölgelemiş oluyor. Tabi, Trump’ın bu başarısına IŞİD’in Suriye, Irak ile Avrupa’ya kadar taşımış olduğu terör hadiseleri de ciddi destek olduğu yadsınamaz bir gerçek.

Müslümanlar’ın ülkeye alınmamasını savunacak kadar ileri giden Trump, radikal İslamcıların kendilerini öldürmek istediğini iddia ediyor. Bu iddiasını Trump, Paris, Brüksel, San Bernardino, İstanbul gibi şehirlerde yaşanan terör olaylarını kanıt olarak gösteriyor.  

2. MEKSİKALI GÖÇMENLER KATİL, HIRSIZ VE ÇETE ÜYESİ

Trump’ın komplo teorilerinin en başında gelen bir başka çıkarımı da ülkedeki Meksikalı göçmenlerin varlığı. Trump, başkan olması durumunda ABD ile Meksika sınırına duvar öreceği sözü ve buna gerekçe olarak da ülkedeki Meksikalıların katil, hırsız, uyuşturucu taciri ve çete üyesi oldukları yalanı.

Donald Trump, Meksika’nın Amerika’ya hep katilleri, uyuşturucu tacirlerini gönderdiğini savunuyor. On yıllardır Meksika sınırından uyuşturucu kaçakçılarından ziyade saat ücreti ortalama Amerikalıdan çok daha az ücrete çalışan, hiçbir yasal hakkı olmayan, bir anlamda gönüllü köle olarak tarif edilen fakir göçmenlerin geldiği gerçeğini örtbas ediyor.

Trump, Meksikalılar gibi Suriye’den Obama Hükümeti’nin bu yıl sonuna kadar 10 bin civarında almayı vaat ettiği göçmenler için de aynı dili kullanıyor. Trump, Suriyeli göçmenler içinde IŞİD’e yardım edecek kimselerin de gelebileceğini savunarak ülkedeki hem Müslüman hem de yabancı karşıtlığını körüklüyor.

Trump’ın yabancı düşmanlığını körüklemesi aslında bu ülke için hiç de yabancı olan bir durum değil. II. Dünya Savaşı yıllarında Japon kökenli insanların bir kampta tutulması ya da komünist oldukları gerekçesi ile ülke genelinde başlatılan ‘cadı avı’ geçmişini hatırlatıyor.

3. BİR ŞEYLER OLUYOR

Trump’ın halka sürekli aşıladığı bir başka komplo da ‘‘birş eyler oluyor’’ diye başlayan başı sonu belli belirsiz, soru işaretleri ile bitirilen sözleri.

Yaşanan her olayda delilsiz, ucu açık sözlerle ‘‘bir şeyler oluyor’’ diyerek halkta sürekli ‘‘neler oluyor’’ merakının yanı sıra bilinmezlik korkusunu tetikleyen Trump, bu sayede de hiç kimsenin güvende olmadığı mesajını veriyor. Bunun daha iyi anlaşılması için Türkiye’de son iki yıldır hükümet yetkililerin ‘‘terör ile yaşamaya alışmalıyız’’ veya ‘‘dış güçler’’, ‘‘üst akıl’’ safsatasından, hayali düşman oluşturmanın bir başka dili.

Trump, bir şeyler oluyor sözünü her kullandığında peşinden terör, IŞİD, radikal İslam veya kaçak Meksikalıları işaret etmesi bu sözlerini kullanmasının tesadüf olmadığını gösteriyor.

4. CLINTON HAKKINDA İLERİ SÜRDÜĞÜ YALANLAR

Trump, Demokrat rakibi Hillary Clinton hakkında akıllara zarar yalanlar söylemekten çekinmiyor. Clinton’ın Dışişleri Bakanlığı döneminde özel elektronik posta adresini kullanmasını haklı olarak eleştirirken Trump, yine sözlerini komplo teorisine bağlıyor. Trump, Clinton’ın postalarını yabancı ülkelerin şantaj olarak kullanacağı, devletin güvenliğini tehdit edeceği gibi varsayımlarda bulunuyor.

Trump, Clinton’a karşı yabancı ülkelerin şantaj yapacağı iddiaları bir tarafa kendi seçim kampanya yönetim kurulu Başkanı Paul Manafort’un Ukrayna’da Rusya yanlısı hükümetten Moskova’nın lobisi için para aldığı skandalı geçen hafta patlak vermiş ve Manafort görevinden istifa etmek zorunda kalmıştı.  

Clinton’ın ‘hasta’, ‘radikal İslamcılara kucak açtığı’, ‘İsrail’i savunmadığı’ gibi iddiaları da Trump zaman zaman dile getiriyor.

Trump, Clinton’a karşı ileri sürdüğü her yalan muhafazakarlar ile liberaller arasındaki kutuplaşmayı da giderek derinleştiriyor. Hiçbir delile dayanmayan bu ifadelerin halk nazarında ciddi karşılığı oluyor. Zira geçen yıl Trump’a asla oy vermeyeceğini belirten muhafazakar seçmen oranı yüzde 70 bandında iken bugün, bu yüzde 25’lere kadar gerilemiş durumda.

5. SEÇİMLERDE HİLE OLACAK

Donald Trump, başkan aday adaylığı döneminde ‘‘her şey hileli’’ sözlerini ilk defa parti içindeki önseçim yarışı için kullanmıştı. Seçmenine sandıkta kaybeder ise eğer bunun parti içinde bazılarının kendisine karşı düzenlediği ‘oyun’ olarak dile getirmekten kaçınmamıştı.

Trump, bu politikasını şimdi 8 Kasım’daki başkanlık seçimleri için de kullanıyor. Trump iki hafta önce seçim sandığında Clinton leyhine sandıkta oyun oynanabileceğini söylemişti. Pennsylvania eyaletinde katıldığı bir seçim konuşmasında ‘sandıkta hile’ sözünü dile getiren Trump, henüz bu iddiasını kanıtlayacak bir delil ortaya sürebilmiş değil. Ancak Trump, Clinton cephesinde bir kişinin 15 defa oy kullanabileceğini savunuyor ve seçmenine mutlaka sandığa gitmesini öğütlüyor.

Trump, rakibinin özellikle ‘‘swing state’’ olarak ifade edilen ve iki partinin de kazanma ihtimali bulunan 11 eyalette bu yöntem ile seçimi kazanmak isteyeceğini iddia ediyor. Bu komplo teorisine Politico.com adlı haber sitesinde gazeteci Joseph Uscinski, ‘‘20 trilyon dolar Gayri Safi Milli Hasılası olan bir ülkede kimsenin ne ekonomik ne de siyasi olarak buna gücü yetmeyeceği’’ yorumu ile cevap veriyor.

Write a comment

No Comments

No Comments Yet!

Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.

Write a comment

Only registered users can comment.