İstanbul ‘Dünya İnsani Zirvesi’ hayal kırıklığı ile son buldu

İstanbul ‘Dünya İnsani Zirvesi’ hayal kırıklığı ile son buldu

Türkiye’nin ev sahipliğinde 23-24 Mayıs tarihlerinde İstanbul’da birincisi gerçekleştirilen Birleşmiş Milletler Dünya İnsani Zirvesi, hem hedeflenen yardım miktarına ulaşılamaması hem de zengin ve güçlü ülkelerin katılmamasından dolayı fiyaskoyla sonuçlandı.

Katılımcılar, dünyada sayıları giderek artmakta olan 130 milyona yakın çatışma veya doğal felaket mağdurunu kurtarmak için destek çağrısı ve beyanı yapsa da hiçbirisi kısa vadede onlar için bir umut ortaya koyamadı. Zirve öncesinde yapılan açıklamalarda elde edilecek bağışlarla kaynakların harekete geçirilmesi umuluyordu. Ancak bu da gerçekleşmedi.

Zirveye G-7 ülkelerinden ve Güvenlik Konseyi üyelerinden tek katılan Almanya oldu. Zirvenin kapanışında hem BM Genel Sekreteri Ban Ki-Moon hem de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, güçlü ve zengin ülkelerin zirveye katılmamış olmalarından dolayı yaşadıkları hayal kırıklığını dile getirdi.

55 DEVLET VE HÜKÜMET BAŞKANI VAR AMA..

İstanbul’daki zirvedeki ilk hayal kırıklığı, katılımcı ülkelerin sayısı ve niteliği konusunda yaşandı. Zirveye 173 üye ülkeden 9 bin katılımcı geldi. Bunlardan 55’ini devlet ve hükümet başkanları oluşturdu.

Ancak Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) ve G-7 üyesi ülkelerden sadece Almanya Şansölyesi Angela Merkel zirveye katıldı. Devlet ve hükümet başkanları seviyesinde katılan ülkelerin büyük kısmını gelişmemiş veya gelişmekte olan ülkeler oluşturdu.

BM’nin açıklamasına göre zirveye devlet başkanı seviyesinde katılan ülkeler şunlar oldu: Arnavutluk, Azerbaycan, Bosna Hersek, Orta Afrika Cumhuriyeti, Hırvatistan, Kıbrıs, Gürcistan, İrlanda, Kırgızistan, Madagaskar, Mali, Moritanya, Karadağ, Nauru, Nijer, Filistin, Slovakya, Somali, Makedonya, Türkiye, Ukrayna ve Vanuatu.

Kenya, Liberya, Libya ve Seyşeller ise zirveye devlet başkanı yardımcılarını gönderdi.

Zirveye başbakan ve hükümet başkanları seviyesinde katılan ülkeler ise Bulgaristan, Cook Adaları, Fildişi Sahilleri, Fiji, Finlandiya, Almanya, Gabon, Yunanistan, Haiti, Papalık Makamı, Lübnan, Lüksemburg, Malta, Monako, Hollanda, Polonya, Portekiz, Kore Cumhuriyeti, Slovenya, Tunus, Tuvalu, Uganda, Yemen, Afganistan ve Türkmenistan oldu.

Katılımcı ülkelerin zenginlik ve büyüklük açısında düşük seviyede olmaları, hayal kırıklığının başlıca nedenlerinden biri oldu. Kapanıştaki basın toplantısında yaşadığı bu hayal kırıklığını dile getiren Ban Ki-moon, “Onların zirveye katılmamış olması (G-7 ülkeleri ve BMGK üyeleri) harekete geçmemek için bir mazeret değil” dedi. Ancak 130 milyon kişinin hayatını kurtarmak için ihtiyaç duyulan paranın, dünyadaki askeri harcamaların yüzde 1’i bile olmadığına da değinmeden edemedi.

BAN-Kİ MOON, DÜŞÜK KATILIMI “YORGUNLUKLA” SAVUNDU

Ancak zirve sonuçlarına göre Suriye, Yemen ve Güney Sudan’daki çatışmaların sona ermesine ilişkin bir iyimser bir tablo olmadığını dile getirdi. BM’nin her yıl bu tür yardım ve bağış organizasyonları düzenlediğini ve ülkelerin artık bu tür programlara “katılmaktan yorgun düştüğünü” savundu.

UZMAN İSİMLER ZİRVEDEN ŞÜPHELİ

Zirveye katılan ülkeler ve kuruluşlar, iki gün boyunca yardım çağrısı ve vaatlerinde bulundu. Ancak yardım kuruluşları, zirvede dile getirilen vaatlerin etkili olacağından ve doğru yönde kullanılacağından şüpheli.

Zirvenin katılımcılarından Norveç Göçmen Konseyi (NRC) Genel Sekreteri Jan Egeland, bu şüphe ve eleştirilerini en güçlü şekilde dile getiren isimlerden birisi. Time dergisinin “dünyayı şekillendiren 100 isimden biri” olarak isimlendirdiği Egeland, IPS ajansına yaptığı açıklamada insani yardım sektörünün sivilleri koruyamadığını söyledi.

YARDIMLAR EN ÇOK MUHTAÇ OLANLARA ULAŞMIYOR

Egaland’a göre insani yardımlar, en çok ihtiyacı olan ya da en tehlikeli konumda olan mağdurlara ulaşamıyor. Buna örnek olarak Irak’ın Felluce kentini örnek veren Egeland, sadece burada IŞİD’in kuşatması altında 50 bin sivil olduğuna dikkat çekti: “Kimse onlara ulaşamıyor, kimse onlara yardım edemiyor. Irak hükümeti yardım etmiyor, insani yardım kuruluşları onlara ulaşamıyor.” Egeland, dünyanın başka yerlerinde Felluce’deki siviller gibi ulaşılamayan binlerce sivil olduğunun altını çizdi.

Egeland, insani yasaları sistematik olarak çiğneyen, hastane ve okulları bombalayan, kadın ve çocukları istismar eden silahlı gruplara silah ve para yardımı yapan liderlerin, en azından bu yardımlarını durdurmayı isteyip istemediklerini kendilerine sormasını umduğunu dile getirdi.

NRC Genel Sekreteri, savaşan tarafların hala silah ve bomba temin etmeye devam ettiklerini belirterek, “Bu silahlı grupları (ve onlara silah ve para temin eden) hükümetleri kara listeye alalım” ifadelerini kullandı.

İNSANLARI KAMPLARA DOLDURMAK ÇÖZÜM DEĞİL

Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Dernekleri Federasyonu Başkan Yardımcısı Francesco Rocca da daha fazla kaynağa ihtiyaç olduğunu; ancak daha fazla kaynağın sorunu çözmeyeceğini kaydetti. Çözüme katkısı olacağını düşündüğü ulusal ve yerel liderlere daha fazla destek verilmesi gerektiğini düşünen Rocca, kaynakların da bu liderler üzerinden dağıtılabileceğini belirtti

Uluslararası Kızılhaç Komitesi Başkanı Peter Mauer ise “çatışma bölgelerine ne kadar az yardım edilirse o kadar çok insanın yer değiştireceği” uyarısında bulundu. Mauer, “İnsanları kamplara doldurmanın” ise bir çözüm olmadığını savundu.

Write a comment

No Comments

No Comments Yet!

Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.

Write a comment

Only registered users can comment.