Zarrab’ın avukatı gazete kupürlerine sarıldı

Zarrab’ın avukatı gazete kupürlerine sarıldı

New York’ta tutuklu bulunan İran asıllı iş adamı Reza Zarrab’ın avukatı Benjamin Brafman, müvekkili için başvurduğu kefalet talebinini neden reddedildiğini detaylı bir şekilde ifade eden New York Güney Bölgesi Başsavcılığı’nın dilekçesine karşı yazdığı cevabı mahkemeye sundu.

Dilekçenin sonunda Brafman, Mustafa Akyol’un Hanefi Avcı ile ilgili, Tülin Daloğlu’nun da Nedim Şener ile ilgili Al Monitor’a, Osman Can’ın Hizmet Hareti ile ilgili Financial Times’a ve Benjamin Harvey’in Bloomberg’e yazdıkları yazıları mahkemeye delil olarak sundu.

Avukat Brafman, Zarrab’ın ilk ifadesinin Türkçe tercümanın bulunmadığı bir ortamda yapıldığını İngilizce alındığını ve bu nedenle müvekkilinin haklarını anlamamış olabileceğini söyledi.

Brafman, özellikle savcılığın Zarrab’ın Miami’deki ilk ifadesinde yalan söylediği ifadelerini çürütmeye çalıştı. Savcılık, Zarrab’ın Miami’de gözaltına alındıktan sonra verdiği ifadede kendisi ile ilgili bazı konularda yalan söylediğini iddia etmişti.

Savcılığın ilk ifadeye güvenerek savunma yapmasının ‘yanlış aktarım’ olarak değerlendiren Brafman, Zarrab’ın ifade sırasında bir şeyleri anlamadığını defalarca söylediği ve hatta müvekkilinin Türkçe tercümanı bekleyebileceğini dahi bilmediğini hatırlattı. Bu sebeplerden dolayı savcılığın ilk ifadeye dayanarak hareket etmesini ise ‘yararsız’ buldu.

Brafman, bilgilerin dahilinde şuana kadar Amerikalı olmayan bir iş adamına bu şartlar altında böyle bir dava açılmadığını belirterek, Zarrab’ın kullandığı şirketlerin Amerika merkezli olmadığını, sadece para transferinde Amerikan bankasının kullanıldığını belirtti. Müvekkilinin yüzde 100 suçlu çıkacak bir durumda olmadığını belirten tecrübeli avukat savcılığın bu konuda mevcut yasaları esneterek genişttiğini söyledi. Savcının dilekçede kullandığı organizasyonların da (İran Ulusal Petrol Şirketi ve Devrim Muhafızları)  terörist gruplar olmadığını savundu.

Dilekçede savcının kullandığı İran Merkez Bankası Başkanı ve İran ruhani lideri Ayetullah Ali Hamaney’e yönelik yazılan ve Zarrab’ın imzalaması istenen mektubun da delil olarak gösterilemeyeceğini belirtti. Zarrab’ın bir yaşında İran’ı terk ettiğine dikkat çeken Brafman, müvekkilinin Farsça konuşabildiğini ama okuma ve yazama bilmediğini söyledi.

AVUKAT 17 ARALIK FEZLEKESİNİN KABUL EDİLMEMESİ GEREKTİĞİNİ SÖYLEDİ

Tecrübeli avukat Benjamin Brafman, savcının dilekçesinde kullandığı 17 Aralık fezlekesi hakkında “Türkiye’de kabul edilmedi, imzalanmadı ve ispatlanmadı (adli olarak), bu yüzden burda kullanamazsınız” ifadelerine yer verdi.

İran’a karşı yaptırımların Amerikan vatandaşlarının yaptığı para transferini kapsadığını savunan avukat, Amerikalı olmayan vatandaşları kapsamadığını kaydetti. Dilekçede “İran’a yapılan para transferlerinin dolar, avro ve yen olmasının da kapsamıyor. Bunları bizim yaptırımlarımızın getirdiği cezaları arasına girmiyor” dedi.

TBMM’de dört eski bakan Zafer Çağlayan, Muammer Güler ve Egemen Bağış’ın ardından Erdoğan Bayraktar’ın da Yüce Divan’a gönderilmesine ilişkin önerge reddedildiğini hatırlatan Brafman ‘Türkiye’deki siyasi muhalefet ne kadar kızsa da başka bir ülkede verilen karara saygı duymak zorundayız. (Nezaket)” dedi.

Savcılığın 17 Aralık soruşturması sonrası Zarrab’ın yargı sisteminde çok etkili olduğunu belirterek ‘Türkiye’nin prosedürlerine saygı duyulması gerekiyor. Türkiye AİHM’e üye bir ülke. Türkiye’de yapılan resmi işlemlerin güvenirliği var diyebiliriz. Bunlardan dolayı bu mahkeme Türkiye’de savcının verdiği ve TBMM’nin suçsuz bulduğu kararlara saygı duymak zorunda” ifadelerine yer verdi.

MAHKEME TÜRKİYE’DEKİ TARTIŞMALARA GİRMEMESİ GEREKİYOR

Brafman savcılığın, müvekkilinin kolaylıkla yüksek mevkilerdeki insanlarla ulaşarak hakkında açılan dava ile ilgili kolluk kuvvetlerinin dağıtmasını ‘absürd’ olarak değerlendirdi. Savcılığın bu konuda bir delilinin olmadığını iddia eden Brafman, “Savcılık bu iddiaları farklı gazete haberlerinden esinlenerek sundu. Ama diğer gazete haberlerine, farklı politikası olan gazetelere bakarsanız söz konusu soruşturmanın çok siyasi olduğu ve hükümeti devirmek için olduğunu görebilirsiniz” ifadelerini kullandı.

“Bu farklı görüşlerin Türkiye’de ne kadar karışık dinamiklere sahip olduğunu gösteriyor” diyen Brafman mahkemenin bu tartışmalara ‘özenle’ girmemesi gerektiğine dikkat çekti. Savcılığın, Zarrab’ın TOGEMDER’e verdiği paralarla yüksek mevkideki insanlara ulaştığı iddiasını hatırlatan tecrübeli avukat, “Bunların kanıtı yok ve hakaret barındırıyor” dedi.

Brfaman, Zarrab’ın güvenliğini sağlayacak şirkette daha önce New York Güney Bölgesi Başsavcılığı’nda çalışmış personelin bulunduğunu, bu yüzden müvekkilinin kaçma ihtimali olmadığını savundu.

Dilekçenin sonunda Brafman, Mustafa Akyol’un Hanefi Avcı ile ilgili Al Monitor’a, Tülin Daloğlu’nun Nedim Şener ile ilgili, yine Al Monitor’a yazdığı yazıya, Osman Can’ın Hizmet Hareti ile ilgili Financial Times’da kaleme aldığı  makaleye ve Benjamin Harvey’in Bloomberg’de çıkan yazılarını delil olarak mahkemeye sundu.

Write a comment

No Comments

No Comments Yet!

Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.

Write a comment

Only registered users can comment.