Türkiye, özgürlükler listesinde Papua Yeni Gine ile aynı sınıfta
Freedom House (Özgürlük Evi) tarafından hazırlanan 2015 yılı Dünya Özgürlükler Listesi’nde Türkiye, Papua Yeni Gine’yle aynı sırada yer aldı.
Washington D.C merkezli kuruluş tarafından hazırlanan raporda, otoriter rejimlerin terör saldırılarını gerekçe göstererek daha da agresifleştiği kaydedildi. Geçtiğimiz yıl içinde küresel düzeyde siyasi haklar ve sivil özgürlükler konusunda ‘‘rahatsız edici bir düşüş’’ yaşandığını vurgulayan rapor, son 9 yıldır özgürlükler konusunda global anlamda bir geriye gidiş yaşandığının altını çizdi.
“TÜRKİYE’DE DÜŞÜŞÜN SEBEBİ TAYYİP ERDOĞAN”
Türkiye’nin insan hakları, demokrasi, şeffaflık ve özgürlükler konusundaki düşüşü bu raporda da değişmedi. Türkiye, siyasi haklar başlığında geçtiğimiz yıla oranla 2 puan, sivil haklar alanında ise 3 puan kaybederek genel toplamda 55 puana geriledi. Türkiye’nin 2006’da 65 olan genel puanı, 2014 yılında 60’a inmişti. Türkiye’nin özgürlükler konusunda geriye gidişine neden olarak cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı gösteren kurum, geçtiğimiz yıl gücünü daha da pekiştiren Erdoğan’ın demokrasi ve çoğulculuğa karşı agresif bir kampanya yürüttüğünü ileri sürdü. Raporda, Erdoğan’ın medya patronlarına doğrudan sansür uygulattığı kaydedilirken, yine kendisini eleştiren gazetecilerin işten atılması talimatı verdiği belirtildi. Raporda ayrıca Erdoğan’ın ‘Anayasa Mahkemesi’nin kararına saygı duymadığı’ yolundaki sözlerine yer verildi.
Raporda, Türkiye’de yolsuzluğun önemli bir sorun olmaya devam ettiği belirtilerek kara para aklama ve kamu ihaleleri skandalına karışan 3 kabine üyesinin Aralık 2013’te istifa ettiğine dikkat çekildi.
AMAÇ, YOLSUZLUKLARI KAPATMAK
Raporun Türkiye bölümünde, Erdoğan’ın geçtiğimiz yıl gücünü daha da pekiştirdiği vurgulandı; ancak demokratik ve çoğunluğa karşı yürüttüğü agresif kampanya nedeniyle eleştirildi. Erdoğan’ın medya patronlarıyla doğrudan temasa geçerek sansür uygulattığı belirtilirken, yine kendisini eleştiren gazetecilerin işten atılması talimatı verdiği kaydedildi.
Raporda Erdoğan’ın Anayasa Mahkemesi kararına saygı duymadığı yolundaki sözleri de hatırlatılarak, okul müfredatına radikal ve tuhaf değişiklikler yapılması talimatı verdiği savunuldu.
Freedom House, Türkiye’de özgürlüklerin geriye gitmesinin sebeplerini ele alırken, hükümetin yolsuzluk olaylarını kapatmak amacıyla Türkiye’yi müttefiklerinin ikazlarına rağmen demokratik normlardan çok uzağa sürüklediğini kaydetti. Medya ve yargının son 1 yılda yürütme ve yasama organları tarafından daha fazla müdahaleyle karşılaştığı belirtilen raporda, Zaman Gazetesi ve Samanyolu Televizyonu gibi kurumlar kastedilerek “Erdoğan’ın siyasi düşmanı olarak tanımlanan medya kuruluşları hedef alınarak bir dizi baskın ve tutuklamalar yapıldı.” denildi.
Raporda Erdoğan’ın cumhurbaşkanı seçildikten sonra hükümete alternatif ‘gölge kabine’ oluşturduğu da raporda yer aldı.
PARALARI SIFIRLAMA KAYDI DA RAPORDA YER ALDI
Freedom House, Tayyip Erdoğan ile oğlu Bilal Erdoğan arasında geçen ‘paraları sıfırlama’ tapesini de raporuna taşıdı. Düşünce kuruluşu, “Erdoğan ile oğlu arasında milyonlarca dolar nakit parayı gizleme görüşmeleri YouTube’da yayınlanmıştı. Erdoğan, kaydın bir montaj olduğunu ve ‘paralel devlet’ elemanları tarafından illegal bir şekilde dinlendiğini iddia etmişti. Muhalefet partileri ise kayıtların gerçek olduğunu söyledi.” ifadelerine yer verdi.
MİT YASASIYLA ÖZGÜRLÜKLERE MÜDAHALE
Yine geçtiğimiz nisan ayında hükümetin MİT’e özel yetkiler veren yasayı Meclis’ten geçirdiğini belirten yıllık rapor, bu yasanın özellikle ifade hürriyeti ile kişinin özeline müdahale anlamına geldiğine dikkat çekildi.
Raporun din ve inanç özgürlüğü bölümünde Alevilerin ibadethanelerine, camilere yardım yapıldığı gibi devlet desteği verilmediği belirtilerek, Erdoğan’ın geçtiğimiz yıl Alevilere hakaret ettiği de hatırlatıldı.
Aynı bölümde, hükümetin yurtdışında açılan Türk okullarına uyguladığı ağır baskılara dikkat çekilerek bu kurumların kapatılmasının hedeflendiği kaydedildi.
Soma felaketine de atıfta bulunan raporda, Erdoğan’ın felaket sonrası ilçeyi ziyaret ettiği; ancak kendisini protesto eden vatandaşlara Erdoğan ile bir danışmanının saldırdığı vurgulandı.
Gezi Parkı olaylarından sonra yaşananlara dikkat çekilen yıllık raporda, Uluslararası Af Örgütü’nün kayıtlarına atıf yapılarak bu protesto eylemlerine katıldığı iddia edilen 5 bin 500 kişi hakkında dava açıldığı hatırlatıldı.
Beşiktaş taraftar grubu Çarşı için açılan davaya da dikkat çekilen raporda, bu grupta yer aldığı öne sürülen 35 kişi hakkında hükümeti yıkma suçlaması nedeniyle ağır hapis cezaları talep edildiği kaydedildi.
HÜKÜMET, PROMOSYONLARLA YARGI VE HAKİMLERİ ETKİLEDİ
Raporun “hukukun üstünlüğü” bölümünde de dikkat çekici tespitler yer aldı. Raporda, “Anayasa, bağımsız bir yargıyı öngörür; ancak hükümet, yargı mensupları ile yaptığı görüşmeler, verdiği promosyonlar ve finansman yoluyla hakimleri etkilemiştir’’ ifadelerine yer verildi. Üç eski bakan ve oğulları ile hükümete yakın işadamlarıyla ilgili yolsuzluk soruşturmasının üzerinin kapatılmaya çalışıldığı belirtildi. Bu çerçevede geçen yılın şubat ayında Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) üzerinde adalet bakanının yetkisini artıran bir yasal düzenleme yapıldığı kaydedildi. Raporda, bu yasanın bazı bölümlerinin Anayasa Mahkemesi tarafından nisan ayında iptal edildiği aktarıldı. “Ancak Hükümet bu süreye kadar HSYK içinde ve muhalif gördüğü 100 kadar hakimin yerini değiştirerek kendisine yakın kişileri bu makamlara getirdi.” denildi.
Ekim ayında HSYK’da yapılan seçimle bu kurumda politizasyon sürecinin yaşandığı vurgulanan raporda, seçimle birlikte HSYK’da hükümet yanlısı üyelerin görev aldığı belirtildi. Freedom House, ayrıca yolsuzluk soruşturmasını bastırabilmek için hükümetin 100’den fazla polis memurunu da yasa dışı dinleme iddiasıyla tutuklattığını dile getirdi.
BANK ASYA VE KOÇ’A VERİLEN CEZA DA RAPORDA
Freedom House raporunda Gezi Parkı gösterilerinde muhalif olarak görülen işadamlarına baskı unusuru olarak vergi cezası kesildiği yazıldı. Koç Holding’e uzun vergi denetiminin ardından ceza kesildiği kaydedildi.
Bank Asya’ya yönelik olarak ise hükümete yakın medyanın açıkça saldırılar gerçekleştirdiği, bankanın hisse senetleri üzerinde spekülasyonlar yapıldığı dile getirildi. Raporda, Bank Asya’daki mevduatların koordineli olarak çekilmesi dahil olmak üzere, devlet bağlantılı müdahalelerin yaşandığına da vurgu yapıldı.
TÜSİAD Başkanı Muharrem Yılmaz’ın, kendi şirketi üzerinde hükümetin baskıları nedeniyle istifa etmek zorunda kaldığı da raporda yer aldı. “Yabancı yatırımları ürküten yasaların çıkmaması gerektiği” yolundaki eleştirisinden dolayı Erdoğan’ın Yılmaz’ı ‘hain’ ilan ettiği hatırlatıldı.
DOMİNİK CUMHURİYETİ BİLE TÜRKİYE’DEN İLERİ
Raporla birlikte yayınlanan dünya özgürlük haritasında Türkiye ‘kısmen özgür ülkeler’ listesinde yer aldı. Türkiye’nin yanı sıra bu kategoride Papua Yeni Gine, Nijerya, Burkina Faso, Nijer, Mali, Fildişi Sahilleri, Kolombiya, Ekvador, Meksika, Honduras, El Salvador, Tanzanya, Mozambik, Paraguay, Bolivya, Pakistan, Nepal, Madagaskar, Bangladeş gibi ülkeler yer aldı. Avrupa ülkeleri arasında ise Ukrayna, Makedonya ve Bosna Hersek Türkiye ile aynı kategoride yer aldı. Avrupa’nın özgürlükler konusunda en kötü ülkesi ise eski Doğu Bloku ülkesi Belarus oldu. Belarus, özgürlükler sıralamasında ‘‘Kötünün de en kötüsü’’ kategorisinde gösterildi.
Özgürlükler sıralamasında gelişmiş Batı ülkelerinin yanı sıra, Moğolistan, Gana, Senegal, Brezilya, Arjantin, Şili, Peru, Uruguay, Namibya, Tunus, Dominik Cumhuriyeti gibi ülkelerin Türkiye’den daha iyi durumda olması dikkat çekti.
25 YILDIR BÜYÜYEN TEHDİT
Raporla ilgili değerlendirme yapan Freedom House Başkan Yardımcısı Arch Puddington, demokratik kazanımların küresel düzeyde son 25 yılın en büyük tehdidiyle karşı karşıya olduğunu söyledi. Puddington, “Demokratik değer ve idealler üzerine inşa edilmiş hükümetler ve uluslararası sistem son 25 yıldır hiç olmadığı kadar tehdit altında.’’ dedi.
Geçtiğimiz birkaç yıla kadar en otoriter rejimlerin dahi uluslararası anlaşmalara saygı duyduğuna dikkat çeken Puddington, ‘‘Bugün iktidar partileri, tek parti ve üstünlüğünü pekiştirmek için temel diplomatik ilkeleri dahi kısıtlamayı göze alıyor.” ifadesini kullandı.
Geçtiğimiz yıl demokratik kazanımların geriye gitmesinde Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısının etkili olduğu belirtilen raporda son bir yıl içinde demokratik standartlarda düşüş yaşanan ülkeler örneklemesinde Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah el-Sisi ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan birlikte zikredildi.
Özgürlüklerin bir önceki yıla oranla geriye gidişinde Ortadoğu, Güney Asya ve Batı Afrika ülkelerindeki radikal terörist saldırılarının etkili olduğu vurgulandı.
89 ÜLKE ÖZGÜR, 55 ÜLKE YARI ÖZGÜR
Rapora göre dünya genelinde 195 ülkeden 89’u ‘özgür ülke’ durumunda. Türkiye’nin de içinde yer aldığı yarı özgür ülke sayısı ise 55. Özgür olmayan ve özgürlük konusunda ‘‘kötünün de en kötüsü’’ olan ülke sayısı 51.
Raporda dikkat çekilen diğer hususlar şöyle: Geçtiğimiz yıl özgürlükler konusunda düşüşün en fazla yaşandığı bölge Asya-Pasifik oldu. Türkiye, Rusya, Nijerya, Tayland, Mısır, Azarbeycan, Kenya ile Venezuela gibi bölgesinde ekonomik olarak güçlü ve etkili olan ülkelerde özgürlükler geriye gitti. İfade hürriyeti, sivil haklar ve hukukun üstünlüğü konularında önceki yıllara oranla geçtiğimiz sene daha fazla kayıplar yaşandı. Ortadoğu ve Kuzey Afrika bölgesi özgürlüklerde geriye gidiş bakımından dünyanın en kötü bölgesi olarak tanımlandı.
Özgürlükler bakımından en kötü 12 ülke ise şöyle sıralandı: Orta Afrika Cumhuriyeti, Türkmenistan, Suriye, Sudan, Somali, Suudi Arabistan, Özbekistan, Kuzey Kore, Eritre, Ekvator Ginesi, Tiber ve Batı Sahra.
No Comments
Only registered users can comment.
Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.
Write a comment