“Türk kadını özel sektörde başarılı, kamuda yeterince şans bulamıyor”
Birleşmiş Milletler (BM) Kadın Birim Başkanı Michelle Bachelet’in baş direktörlerinden biri olan Gülden Türköz-Cosslett’e göre, kadının güçlendirilmesi konusunda BM tutkulu ve inançlı bir şekilde mücadele veriyor ve kadının potansiyeline güveniyor.
Türköz-Cosslett, “Kadının ekonomideki özel rolünü ve katkısını, kamudaki yöneticilerin ve hükümetlerin tanıması şart. Kadınları özel firmaların başında önemli posizyonlarda görebiliyoruz. Demek ki, kamuda ve politikada da kadının yapamayacağı hiç bir şey yok. Yeter ki, o fırsat verilsin” diyor.
Türk ve kadın olmak
Türklerin tüm dünyada çok sevildiğini ve sahada çalışırken Türk olmanın her zaman kendisine avantaj sağladığını belirten Türköz-Cosslett, ne kadın ne de Türk olduğu için hiç bir zaman bir problem yaşamadığını söylüyor. BM yetkilisi, muhatap olduğu insanların kendisine bir kadın olarak değil, Birleşmiş Milletler’i temsil eden bir profesyonel olarak yaklaştıklarını belirterek, “Kadınlara ulaşmada kadın olmam bir avantajdı. Onların ihtiyaçlarını kolaylıkla anlayabilip iletişim kurmama faydası oldu.” diyor.
Türköz- Cosslett, Türk kadınının seçme ve seçilme hakkını 1934’te almasına rağmen günümüzde karar verme ve politik hayatta temsilinin oldukça düşük olduğunu vurguluyor. Türkiye’de 2011 yılında gerçekleşen genel seçimde 550 sandalyelik meclise sadece 78 kadın milletvekili seçilebildiğini hatırlatan Türköz- Cosslett, “Birçok ülke, kadının politikada temsilini ve etkinliğini arttırabilmek için geçici özel çözümler üretti. Türkiye’nin de bu tip bir çözüm araması gerek” diye konuşuyor. Öte yandan, iş gücü olarak da kadının katılımının %22.8 ile yine çok düşük olduğuna dikkat çekerken bunun üstesinden gelebilmek için eğitimin, meslek eğitiminin ve çocuk bakımı konularının ıslaha ihtiyacını da vurguluyor.
Türkiye’de kadın hakları ve cinsiyet eşitliği konusunda önemli bir pozitif etken olarak sivil toplumu güçlü ve aktif bulan Türköz- Cosslett, sivil toplumun politika üretenleri yakından takip ettiğini, hükümetlerin kadın hakları ve cinsiyet eşitliğine yönelik anahtar konularda iyi çalıştığını belirtiyor.
“Maalesef, tüm dünyada olduğu gibi aile içi siddet Türkiye’de de yükseliyor. Bu sebeple Mayıs 2011, Türkiye, kadına ve aile içi şiddete karşı şiddetin önlenmesi ve mücadele konusunda Avrupa Konseyi Sözleşmesi’ni onaylayan ilk ülke oldu.” diye konuşan Türköz- Cosslett, bununla Türkiye’nin, cinsiyete dayalı şiddetin önlenmesi için geniş bir toplumsal dönüşüme hazırlanmasında ciddiyetini gösterdiğini vurguluyor. Türkiye’de cinsiyete dayalı her türlü şiddeti durdurmak için kadın hareketlerine güçlü bir destek gerektiğini ve bu olayların kamuda görünürlüğünün arttırılmasının da önemli olduğunu söylüyor.
“GENÇ KADINLARA YAPILACAK YATIRIM, O ÜLKENİN DAHA SAĞLIKLI GELİŞMESİNİ SAĞLAR”
Müfredat, kız çocuklarının okutulması, aktif politikada kadının temsilinin arttırılması gibi konuların önemine dikkat çeken Türköz-Cosslett, alanda çalıştıkları süre içinde yerel sivil toplum örgütleri ve hükümetlerle ne kadar uyumlu çalışılabilirse o kadar hızlı sonuç aldıklarını ancak bunun ülkeden ülkeye farklılık gösterdiğini belirtiyor. BM yetkilisi örnek olarak Arnavutluk’un Avrupa Birliği üyeliği konuşulurken Pakistan’da okula giden bir kız çocuğunun ölümle karşı karşıya kalmasını gösteriyor.
Türköz-Cosslett’e göre, Türkiye Hükümeti, BM Kadın Kolları ve diğer BM kuruluşları ile cinsiyet eşitliği konusunda birlikte çalışarak Türkiye’nin işleyiş kapasitesini arttırmaya çalışıyor, ulusal taahhütlerin izlenmesi ve belirli sektörlerde kadın erkek eşitsizliği mevzuatının aşılması için samimiyetle çabalıyor. Bir kaç ay önce, BM’in, Türkiye Sabancı Vakfı ve Türk Hükümeti ile kadın çalışmaları ve kadın hakları konusunda daha iyi bir farkındalık oluşturmak ve faaliyetleri destekleyerek toplumda kadının rolünü güçlendirmek için bir proje imzalandığını sözlerine ekleyen Türköz-Cosslett, “BM Kadın kolları, kadının toplumda güçlendirilebilmesi, kız çocuklarının haklarının geliştirilmesi konularında ve Türkiye’deki ulusal çabaları desteklemek; hükümet ve diğer ortaklarla işbirliğini sürdürmek için sabırsızlanıyor”diyor.
Gülden Türköz-Cosslett, multiliteracicism açısından bakıldığında aralarında anlaşmazlık olan bir çok ülkeyi biraraya getirebilen tek kurum olarak BM’in önemine vurgu yaparken dünyaya barış getirebilmekten başka bir ajendası olmadığını da vurguluyor. “BM dünyada bireyi desteklemek amacıyla hizmet veren tek global kurum. Haysiyetin tüm temel prensiplerini destekliyor. Kadın ve erkek için ekonomik eşitliği tanıtıyor. 173 üyesi var ve genel toplantıda tüm ülkelerin sesi aynı eşitlikte duyuluyor. Yetersiz kaldığı noktalar da var ama bunların üzerine gitmeye çalışıyoruz.” diyor.
“Eğitim alabildiğim ve BM dünyasında varolabildigim için kendimi başarılı ve şanslı hissediyorum.”
İşinin sevmediği yanının kimi zaman gereğinden fazla bürokrasi ile uğraşmak olduğunu söyleyen Türköz Cosslett, yine de dünya çapında kadınlara hak ve hizmetlere ulaşabilmeleri için yardım edebilmenin kendisine verdiği memnuniyet sebebiyle mesleğini çok sevdiğini söylüyor “Böyle bir mesleğim olduğu için kendimi çok şanslı buluyorum. Zira, mesleğim sayesinde birbirinden farklı şeyleri birarada görme fırsatım oldu. Dünyaya tek bir pencereden bakmıyorum. Ayrıca, insanlara yardım edebilmek ve dünyanın daha yaşanılası bir hale gelmesine katkıda bulunmak çok paha biçilmez”diyor.
Türköz- Cosslett’e göre başarının sırrı, azimli, sabırlı ve tutarlı olmak. Önce anne babanın sonra eşin desteği de çok önemli. Gençlere sevdikleri işleri yapmalarını tavsiye eden Gülden Türköz- Cosslett, başarılı olabilmek için asla başaramama düşüncesini akla getirmemek gerektini de sözlerine ekliyor.
Gülden Türköz-Cosslett kimdir?
Gülden Türköz-Cosslett Türkiye’de doğdu. Babasının BM’deki görevi sebebiyle 7 yaşından itibaren çocukluğu Afganistan, Fas ve Batı Afrika’da geçti. Bu süreçte dolaştığı ülkelerde, farklı kültürler, dinler ve dillerle yaşamaktan çok hoşlandı ve ihtiyacı olanlara yardım ulaştırabilmek gayesiyle BM’e katılmaya çok küçükken karar verdi.
Önce Columbia Üniversitesi’nde Uluslararası Kamu Yönetimi okudu, ardından aynı üniversitede ekonomi üzerine yüksek lisansını tamamladı ve Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP)’ nda staj yaparak 1989’ da BM’deki ilk işine başladı.
ABD dışındaki ilk BM görevi, UNPD’in Cezayir temsilciliği oldu. Daha sonra New York ofisine geri döndü. Dünya Bankası’ndan gelen projelerin değerlendirildiği bir bölümde görevini sürdürdü. Bu arada eşi İstanbul’da iş bulunca ücretsiz izne ayrılıp İstanbul’a gitti. Ancak, yine boş durmadı. 1995-1996’da Toplu Konut İdaresi Başkanlığı ve Habitat II Konferansı’nda çeşitli görevler aldı.
Habitat Konferansı’nın ofisini açtığı ilk gün anne olma mutluluğunu yakalayan Türköz-Cosslett, kızı üç aylıkken Malezya’nın Kuala Lumpur şehrinde portföy yöneticiliğine atandı. Daha sonra UNPD temsilcisi olarak Arnavutluk’a gitti.
Cosslett, 2011’de BM Kadın Birim Başkanı Michelle Bachelet’in baş direktörlerinden biri olarak New York ofisine atandı. BM Kadın kolları, BM’in tüm dünyaya yayılan 75 ofisi ve UNICEF ile çalışıyor. Bu çalışmalar en çok cinsiyet eşitliği üzerinde yoğunlaşıyor.
No Comments
Only registered users can comment.
Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.
Write a comment