ABD’li uzmanlardan ‘diktatörlük’ uyarısı
Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) tırları ile ilgili soruşturmayı yürüten savcılarla bir subayın tutuklanmasına New York Üniversitesi (NYU) öğretim görevlisi Prof. Dr. Alon Ben Meir sert tepki gösterdi.
Zaman Amerika’ya açıklamada bulunan Ortadoğu ve Türkiye uzmanı Prof. Dr. Ben Meir, savcılarla birlikte Alay Komutanı’nın tutuklanmasını Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın ‘‘diktatörlük yetkisi’’ elde etmeye çalışması olarak yorumladı.
Prof. Dr. Ben Meir şöyle konuştu; ‘‘Benim anladığım bu tutuklamalardan Cumhurbaşkanı Erdoğan, kibrine tam itaat edecek bir yargı düzeni ile diktatörlüğü için aradığı yetkilere karşı gelebilecek her gücü de dümdüz etmeyi hedefliyor.’’
Yargı ve güvenlik mensuplarına yönelik sürdürülen operasyonların hukuki bir temele dayanmadığını belirten Prof. Dr. Ben Meir, ‘‘Ulusal güvenlik sırrı ve darbe gerekçesi ile yargı ve güvenlik mensuplarına karşı yapılan suçlamaların asıl gayesi tüm muhalif unsurları ve eleştirileri susturup politik hedefine ulaşma’’ şeklinde değerlendirdi.
Uluslararası ilişkiler uzmanı olan Prof. Dr. Alon Ben Meir’ın Türkiye üzerine yayınlanmış bir çok makalesi bulunmakta. ABD’nin Mavi Marmara olayında İsrail ile Türkiye arasında arabuluculuk için oluşturduğu heyette de görevi almış olan Prof. Dr. Ben Meir, son olarak geçtiğimiz Şubat ayında (10 Şubat) Türkiye’nin Washington Büyükelçisi Serdar Kılıç’ı NYU da konuk etmişti.
ERDOĞAN MUHALİFİ YARGI MENSUPLARINA MESAJ VERİLİYOR
Amerikalı Avukat Seth Leech de, son zamanlarda Türkiye’de yargının siyasi kararlar vermesine sert tepki gösterdi.
Son tutuklamaların, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın kendisine ve yürütme erkine muhalif olan yargı mensuplarına bir mesaj olduğunu söyledi.
“Devlet erklerinin bir diğer erk tarafından kontrol altına alınmaması” gerektiğini belirten Avukat Leech, güçler ayrılığının demokrasinin temel ilkesi olduğuna işaret etti.
Erdoğan’ın yetkilerini aşarak yargının gücünü azaltıp tehdit ettiğini savunan Amerikalı avukat, “Bu durum bir kişi veya grubun merkezi güç olduğu anlamına gelir. Bu da demokrasiye aykırıdır” dedi.
Zaman Amerika’ya konuşan tecrübeli hukukçu, “Açıkça Erdoğan, bütün muhalif sesleri özellikle Gülen grubunu, kendi görüşlerine katılmadığı için bastırmak istiyor”diye konuştu.
“Bir grubun mesela Gülen destekçilerinin ortadan kaldırılmaya çalışılması antidemokratik bir durumdur” diyen Leech “Demokrasilerde insanın kendi görüşleri ile muhalif olması iyi bir şeydir. Aynı fikirde olmadığın halde bir başkasının görüşlerine saygı duymak demokratik bir idealdir. Bu ifade özgürlüğü için önemli bir ilkedir. İnsanlar, senile aynı fikirde olmayabilir ama görüşlerini söyleme hakkı vardır” dedi.
ABD’de başkanın yürütme, Kongre’nin yasama ve yargının da yargı görevini üstlendiğini hatırlatan Leech, “Her kurum diğer kurumun çok güçlü olmasını engeller. Bunlardan birisinin güçlü olması beraberinde diktatörlük tehdidi getirir”uyarısında bulundu.
Princeton Üniversitesi Siyaset Bilimi Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Paul Frymer ise, siyasi yansımalar nedeniyle hukukçuların ve hakimlerin tecrit edilmesinin hukukun üstünlüğü ilkesini eleştirel bir noktaya getirdiğine dikkat çekti. ‘Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ”ya biat edecekler ya da yok olacaklar” sözlerinin asla kabul edilebilecek bir açıklama olmadığını aktaran Doç.Dr Frymer, asla bir insanın inancı, fikri nedeniyle soykırıma, şiddete maruz bırakılmasının kabul edilemeyeceğini vurguladı.
No Comments
Only registered users can comment.
Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.
Write a comment