Özgürlük Evi: Türkiye’de durum oldukça karamsar

Düşünce kuruluşu Özgürlük Evi (Freedom House) Türkiye’deki internet özgürlüğünü için “Oldukça karamsar” ifadesini kullandı.

Özgürlük Evi’nin Türkiye’deki internet 2014’teki statüsünü ‘Özgür Değil’ biçiminde açıklaması büyük yankı uyandırdı. Zaman Amerika’ya özel demeç veren Özgürlük Evi yetkilileri neden Türkiye’nin internette özgür ülke statüsünde olmadığını açıkladı.

Özgürlük Evi’nin 2014 yılı İnternet Özgürlükleri Raporu’nu hazırlanmasında büyük emeği bulunan Proje Direktörü Sanja Kelly ve raporun Ortadoğu Sorumlusu Adrian Shahbaz ile kurumun eski başkanı David Kramer de rapor hakkındaki görüşlerini paylaştı.

David Kramer, dünya genelinde internet özgürlüğüne dair kötü bir gidişin olduğuna dikkat çekti. Basın özgürlüğünde geride olan ülkelerin internet özgürlüğünde de problemler yaşadığını belirten Kramer, “Bu hükümetlerden internet özgürlüğüne yönelik benzer saldırılar ve baskılar görüyoruz.” şeklinde konuştu.

Kramer, Türkiye’deki mevcut özgürlükler konusuna da eleştiriler getirdi. Özgürlük Evi’nin yayınladığı raporlarla dikkat çeken Kramer şöyle konuştu; “Basın özgürlüğü, İfade Özgürlüğü ve şimdi yıllık İnternet Özgürlüğü raporu; Türkiye’de geleneksel medyaya yönelik baskıların giderek arttığını görüyoruz. Dijital ve sosyal aktivistlere yönelik baskılar da artıyor. Bunlar Türkiye hakkında rahatsız edici eğilimler. Gazeteciler, aktivistler ve sıradan vatandaşlar otoritenin giderek artan baskısıyla karşı karşıyalar. Otorite ile iyi ilişkilerden fayda sağlayan ise çevrelerinin de baskısı altındalar.”

“TÜRKİYE’DE OLDUKÇA KARAMSAR BİR DURUM SÖZ KONUSU”

Proje Direktörü Sanja Kelly son yıllarda dünya genelinde İnternet özgürlüğü dramatik bir şekilde kötüye gittiğini dile getirdi. Dünya genelinde bir çok ülkenin internete yönelik baskıları yasal hale getirmeye çalıştığını kaydeden Kelly, “Bu bizim için büyük endişe kaynağı.” dedi.

İnsanların internetten paylaştıkları şeyler yüzünden tutuklanma oranlarının geçmiş tüm dönemlerden daha fazla olduğuna dikkat çeken Kelly, “Haber portallarına giderek artan baskılar olduğunu görüyoruz. Ayrıca özel şirketlere, takip ve kullanıcı bilgilerine dair daha fazla talebin gittiğini görüyoruz.” diye konuştu.

Türkiye’de şu anda oldukça karamsar bir durum söz konusu olduğunun altını çizen Kelly şöyle devam etti; “Türkiye’de bir çok defa bulunmuş insan hakları araştırmacısı olarak bana göre bu hükümetin internete yönelik tutumu fazlasıyla hayal kırıklığına uğratıcı. Son yıllarda sansürün giderek arttığını görüyoruz. Özellikle bazı sitelerin kapatılması veya filtrelenmesi. Buna Twitter ve Youtube dahil ki bu iki site de raporun hazırlandığı süre içinde bir dönem kapatıldı. Ancak sadece bunlar değil. Giderek artan sayıda insanın internette söyledikleri veya yaptıkları şeyler yüzünden tutuklandığını ve cezalandırıldığını görüyoruz.”

YOLSUZLUK TAPELERİNİN SIZMASI HÜKÜMETİ RAHATSIZ ETTİ

Kurumun Ortadoğu sorumlusu Adrian Shahbaz ise, Türkiye’de internet üzerine sıkı tedbirlerin alındığını gördüklerini dile getirdi. Hükümetin internet üzerinde artan hakimiyetini Shahbaz şöyle yorumladı: “Sosyal medyanın protesto çağrıları ve hükümet ihlallerinin belgelenme aracı olarak kullanılması ki bunu 2013 haziranındaki Gezi Parkı olaylarında ve aralık ayındaki hükümet yolsuzluklarının sızmasında gördük.”

2014 şubat ayında geçen internet yasası ile mart ayında Twitter ve Youtube’un kapatılmasını yolsuzluklarla ilgili belgelerin internet üzerinden paylaşılmasından kaynaklandığını vurgulayan Shahbaz şunları dile getirdi; “Tüm bunların hükümetin özellikle Mart ayındaki seçimler öncesi sosyal medyanın kredisini düşürme ve şeytanlaştırma çabalarının bir parçası olduğunu düşünüyorum. Tabii ki Facebook ve Twitter daha sonra Anayasa mahkemesi tarafından açıldı. Bu internet özgürlüğü açısından büyük bir zaferdi.”

Türkiye’deki durumun son yıllarda giderek geriye gittiğine işaret eden Shahbaz, bu gerilemenin aslında son 5 senedir yaşandığını ifade etti. Shahbaz, “Türkiye çok olumsuz bir yörüngede ilerliyor” diye tepki verdi.