‘Nükleer savaş tehdidi gerçek bir durum’

‘Nükleer savaş tehdidi gerçek bir durum’

Rusya’nın Ukrayna’ya saldırmasından sonra gündeme gelen nükleer silahlı çatışma iddiaları son zamanlarda daha çok konuşulmaya başlandı. Dünya Soğuk Savaş sonrası ilk defa nükleer silahlı çatışmayla karşı karşıya geldi. Nükleer silahlı çatışmanın gerçek bir risk olduğunu belirten uzmanlar, ‘Rusya’nın Moskova’nın görüşüne göre, savaşın gidişatı Rusya’nın aleyhine dönüyor gibi görünüyorsa, taktik, kısa menzilli nükleer silahlar üstünlüğü geri kazanmak için giderek daha çekici bir seçenek haline gelebilir.’ Görüşünde. San Francisco merkezli Etnik Medya Service tarafından düzenlenen etkinlikte konuşan uzmanlar, dünyanın nükleer silahlı çatışmayla nasıl karşı karşıya kaldığını konuştu. 

‘NÜKLEER SAVAŞ TEHDİDİ GERÇEK’

Partizan olmayan Silah Kontrol Derneği’nin Yönetici Direktörü ve Kurumun aylık dergisi Arms Control Today’ın yayıncısı ve yazarı Daryl Kimball, “Nükleer savaş tehdidi ne kadar gerçek” soruna “Hepsi fazla gerçek.”şeklinde cevap verdi. 

Kimball’a göre, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in son söylemi, Ukrayna’da devam eden çatışmayla ilişkili ciddi risklerin altını çiziyor.

Putin’in savaşla ilgili yaptığı açıklamalarını “benzeri görülmemiş” olarak nitelendiren Kimball, 24 Şubat’ta Ukrayna’daki dış güçlerin müdahalesinin “tüm tarihinizde hiç görmediğiniz ve bu durumun sonuçların Soğuk Savaş’ın sona ermesinden bu yana ilk defa nükleer tehditlerle karşılaştığını”belirtti. 

Bazıları Putin’in sözlerini ABD ve NATO’nun Ukrayna’ya doğrudan müdahalesini engellemeye yönelik bir ‘yaygara’ olarak yorumlarken, Kimball, hem Rus hem de ABD askeri doktrininin nükleer olmayan hedeflere karşı nükleer silah konuşlandırma seçeneğine açık bıraktığını söylüyor.

Pratikte bu ne anlama geliyor? Moskova’nın görüşüne göre, savaşın gidişatı Rusya’nın aleyhine dönüyor gibi görünüyorsa, taktik, kısa menzilli nükleer silahlar üstünlüğü geri kazanmak için giderek daha çekici bir seçenek haline gelebilir. Kimball, “Nükleer bir kez kullanıldığında, diğer tarafın yanıt vermeyeceğinin garantisi yok” diyor.

ABD İSTİHBARATI RUSYA’NIN NÜKLEER KULLANMAYI PLANMADIĞINI SÖYLEDİ

Kimball, bugüne kadar ABD istihbaratının – yaklaşık 100 taktik nükleer savaş başlığından oluşan bir cephaneliğe sahip olan – Rusya’nın böyle bir saldırı hazırlamaya başladığına dair hiçbir işaret görmediğini hatırlattı. 

Ancak Ukrayna’daki savaşın üçüncü ayına girmesiyle Kimball, devam etmesinin nükleer yangın tehlikesini artırdığı konusunda uyarıyor. “Ukrayna çatışması ne kadar uzun sürerse, risk o kadar yüksek” diyor. Yüksek bir tehlike durumundayız.”

Hampshire College Barış ve Dünya Güvenlik Çalışmaları’ndan profesör Michael Klare, ABD’nin askeri duruşunda 2018’de değişiklik olduğunu terörle mücadeleden biraz uzaklaşıp Rusya ve Çin gibi ‘yakın akran güçlerle’ daha büyük savaşlara odaklandığına vurgu yaptı. 

‘ABD 2018’DE TERÖRLE MÜCADELEYİ AZALTTI ÇİN VE RUSYA GİBİ RAKİPLERİNE ODAKLANDI’

ABD eski Başkanı Donald Trump döneminde Savunma Bakanlığı yapan James Mattis ABD’nin bu politika değişikliğini ifade etmişti. 

Moskova ve Pekin’deki liderler için bu değişim, ülkelerinin ilgili askeri yeteneklerini ve altyapısını hedef alan yeni konuşlandırılan ABD konvansiyonel silahlarından artan ve kabul edilemez bir tehdit getirdi.

Putin’in Ukrayna’yı işgal etme kararındaki itici faktörün bu olup olmadığına “gelecekteki tarihçilerin karar vereceği bir şey” olduğunu söyleyen Klare, bununla birlikte ortaya çıkan durumun hem Rusya’da hem de Çin’de “kaygıyı tetiklediğini” ve Çin’in nükleer yeteneklerini genişletmeye teşvik ettiğini de sözlerine ekledi. 

Klare ve Kimball, Ukrayna’dan sonra ne olacağı ile ilgili ‘Kesinlikle istikrarsız bir ortam oluşturacağı’ konusunda hemfikir. 

Klare, “Ukrayna’daki savaştan sonra, her üç gücün de konvansiyonel ve nükleer savaş için yetenekler oluşturma süreci hızlanacak” diyor.

‘AVRUPA’YA DEMİR PERDE GELEBİLİR’

“Avrupa’da, savaştan sonra… yeni bir Demir Perde göreceğiz, ancak bu hat Rusya’ya Soğuk Savaş sırasında olduğundan daha yakın olacak”, hem Finlandiya hem de İsveç şimdi NATO üyeliğini düşünüyor. Asya Pasifik’te, ABD liderlerinin “başka bir Ukrayna” olmasını önlemek için yemin ettikleri Tayvan üzerindeki olası çatışma, bir kez daha nükleer silahların olası konuşlandırılmasına işaret ediyor.

NÜKLEER TEHDİLER, UKRAYNA ÜZERİNDE YÜRÜTÜLEN DAHA GENİŞ KAPSAMLI BİR SAVAŞIN PARÇASI

ABD merkezli Ukrayna Haftalık gazetesinin genel yayın yönetmeni Andrew Nynka’ya göre, Putin’in nükleer tehditleri, Ukrayna üzerinde yürütülen daha geniş bilgi savaşının bir parçası. Nynka, “Putin, düşmanlarını bölmek için nükleer savaş sorununu kullanıyor” diyerek, bu tehdidin yokluğunda Ukrayna’daki durumun çok farklı görüneceğini de sözlerine ekledi. “Batı yardımını durduran tek şey nükleer silah tehdididir.”

Silah Kontrol Derneği’nde Araştırma Görevlisi olan Gabriela Iveliz Rosa Hernández’e göre, bu belirsizlik savaşın büyük bölümünde Rusya’nın stratejisinin çoğunu -ya da görünüşteki eksikliğini- tanımladı. “Geniş ve belirsiz hedefleriniz var… Rusya ne yapmaya çalıştığından emin değil.”

Rosa Hernández, mevcut hedefleri ne olursa olsun, Rusya’nın nükleer silah kullanmasının, bu hedefleri ulaşılamaz hale getirmesinin ve hem Ukrayna’da hem de uluslararası toplumda direnişi sertleştirmesinin muhtemel olduğunu belirtiyor. Bu da çatışmanın görünürde net bir son olmadan devam edebileceğini gösteriyor.

Rosa, “Yakın zamanda bir ateşkes görmüyorum” dedi.

Hem Kimball hem de Klare, iletişimin ve tırmanan retoriğin yumuşatılmasının kritik olduğu ve hem Rusya’nın hem de ABD’nin, her iki ulusun da güçlerini geri çekmesini isteyen Yeni START Antlaşması’nın 2026’da sona ermesinden önce silahsızlanma masasına dönmesi gerektiği konusunda hemfikir. 

Ancak Kimball, tarihi seviyelerdeki gerilimlerle bu tür görüşmelere dönüşün pek olası görünmediğini söylüyor.

Bu noktada, “Dünyanın en büyük nükleer cephaneliklerinde hiçbir kısıtlamanın olmadığı bir dünyada yaşayacağımız konusunda uyarıyor. Bu, yaklaşık elli yıldır görmediğimiz bir dünya.”