HRW: OHAL ile her yol mubah mesajı veriliyor

HRW: OHAL ile her yol mubah mesajı veriliyor

İnsan Hakları İzleme Örgütü (Human Rights Watch-HRW) yaptığı açıklama ile Türkiye’de ilan edilen olağanüstü hal (OHAL) kapsamında çıkarılan kararname ile emniyet görevlilerine ve diğer yetkililere açık bir şekilde “her yol mubah” mesajı verildiğini dile getirdi.

Uluslararası kuruluş yaptığı açıklamada, darbe girişimi nedeni ile ilan edilen OHAL’de insan haklarının korunmasına yönelik bir içerik olmadığına işaret etti. Örgüt, kararname ile işkencenin de yolu açılacağı mesajını verdi. 

Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile binlerce özel eğitim kurumu, hastane, vakıfların kapatıldığına işaret eden HRW,  KHK ile Fethullah Gülen ile ilişkili olduğu ileri sürülen iş yerleri ve sivil toplum kuruluşlarının kapatılmasını emrettiğine işaret etti.

HRW, ‘‘Kararname hakimlerin, savcıların ve devlet memurlarının kamu görevinden, sorgusuz sualsiz ve herhangi bir hukuki itiraz hakkı bulunmaksızın, süresiz olarak çıkartılmasına olanak tanıyor. Kararname ayrıca polisin yetkilerini bazı zanlıları 30 güne kadar gözaltında tutabilecek şekilde artırıyor ve tutuklanan şahısların avukatları ile mahrem görüşme yapma haklarını ciddi ölçüde kısıtlıyor’’ dedi.

HRW’ın Türkiye Direktör’ü Emma Sinclair-Webb, “Kanlı 15 Temmuz Darbesi’nin hesabının verilmesini temin etmek için adım atmak meşru bir amaç, ancak kararname bunun çok ötesine geçiyor. Söz konusu olan en yalın ifadeyle devlet memurlarının, savcıların ve hakimlerin kitlesel ve süresiz olarak tasfiye edilmesine ve özel kurum, dernek ve vakıfların hiç bir kanıt ve gerekçe göstermeksizin ve hukuki usuller takip edilmeksizin kapatılmasına yönelik bir hamle” diye eleştirdi.

Kararname ile Türkiye’nin de imzası bulunan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ni (AİHS) askıya almasını, “bir ulusun yaşamını tehdit edebilecek boyuttaki toplumsal acil durumlarda” gidebileceği hükmünü de çiğnediği kaydedildi.

Kararname ile 35 özel sağlık kurumu, bin 43 özel okulu ve öğrenci yurdu, bin 229 dernek ve vakıf, 15 vakıf üniversitesi ile 19 sendika ve federasyon, konfederasyonun kapatıldığına işaret edildi.

HRW, aralarında hakimlerin, savcıların, polislerin, öğretmenlerin ve bürokratların da bulunduğu 60 bine yakın devlet memurunun kararnameden önce açığa alındığını bildirdi. HRW, devlet dairelerinden uzaklaştırılan kimselere kendilerini dahi savunma hakkı tanınmadığını kaydetti.

Kararname hükümetin vakıflara ve hastanelere ait taşınmazlara el koyabileceğini öngörüyor.

‘‘BU KARARNAME MUHALİF OLAN HERKESİ HEDEF ALABİLİR’’

Sinclair-Webb “kararnamenin dili muğlak ve açık uçlu, bu dil ‘terörist örgütlerle irtibat içinde’ olduğu iddia edilebilecek herhangi birinin, bu iddiaya ilişkin herhangi başka bir kanıta gerek duyulmaksızın işten çıkartılmasına olanak tanıyor. Bu kararname ile Gülen hareketinin ötesinde muhalif olduğu düşünülen veya gerçekten de muhalif olan herkes hedef alınabilir.”

‘‘GÖZALTILAR, AVRUPA İNSAN HAKLARI SÖZLEŞMESİNİN İHALİ’’

HRW, kararname polisin gözaltında tutma süresini maksimum dört günden, terör suçları için 30 güne çıkartıyor ki bu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin ihlali anlamına geldiğini dile getirdi. HRW, darbe girişiminden bu yana gözaltında hak ihlalleri yaşandığına ilişkin Uluslararası Af Örgütü tarafından belgelendiği ve bu vakalar ile birlikte düşünüldüğünde, gözaltı süresinin artırılması, her şeyden evvel işkence ve kötü muamele riski anlamına geldiğini dile getirdi.

HRW, tutuklu olan kişiye başka bir avukat atama yetkisini de mahfuz tutulduğu, o kimselerin aileleri tarafından ziyaret edilme ve telefon görüşmesi yapma haklarının dahi ciddi ölçüde engellendiğine dikkat çekti.

Kararname’de insan haklarına aykırı bir başka içeriğinin de, “Bu Kanun Hükmünde Kararname kapsamında karar alan ve görevleri yerine getiren kişilerin bu görevleri nedeniyle hukuki, idari, mali ve cezai sorumluluğu doğmaz” denildiğini hatırlatan HRW, bunun emniyet görevlilerine ve diğer yetkililere açık bir şekilde “her yol mubah” mesajı verdiğini söyledi.

Sinclair-Webb, “Hükümetin emniyette 30 günlük bir gözaltı süresi getirilmesinin olağanüstü hal koşulları altında dahi haklı gerekçelere dayandırılamayacağını ve bunun zanlıların işkence ve kötü muamele görme riskini artırdığını bilmesi gerekir’’ dedi.

Write a comment

1 Comment

  1. Gokhan July 28, 06:32

    Türkiye içindeki bir pisliği temizlerken kimseden tesdur almaz artık. Buda Türkiye ve destekleyen ülkeler dışında herkesin zoruna gitmesi normal. Sizde daha fazla zorlamayın lütfen. Ülkeni biraz sev, öbür dünyaya ne götüreceksin. Şöyle bir durun tüm inandığınız değerleri bir köşeye atın ve bakın. Sadece lütfen bakın. Ve bana samimiyetinizle söyleyin. Eğer gerçekten siz haklıysanız ve bu vatanı gerçekten siz koruyacak ve daha ilerilere gitmesini sağlayacaksanız. Kuranın üstüne yemin ederek, sorgulamaksızın sizin her dediğinize itaat edeceğime yemin ederim. Ama bana sanmıyorum ki mantıklı bir açıklamasını yapasınız. Ama bakın siyasetden veri geçmiş tarihten çok hatırı sayılır bilgiye sahip birisi olmasamda tarafsızca yaklaşarak sizin her sorduğunuz soruya vatanımı muhafaza ederek cevap verebilirim. Ve yanlış yolda olduğunuzu söyleyebilirim. Ama onu geçtim Tüm düşüncelerden arınıp sadece sizin anlattıklarınızıda ön yargısız samimiyetle dinleyebilirim. Yeterki beni inandırın. İnançsız insan. Hiç birşey vaat edemez. İnançlı insan tek başına bu devleti tüm yükleri ile omzuna bile alır. Yeterki inanayım. Türkiye için vatanım için doğru olana lütfen inandıracağınız bişiler söyleyin bana..

Only registered users can comment.