Freedom House Temsilcisi: Türkiye’de demokrasi adına artık panik olma zamanı!

Freedom House Temsilcisi: Türkiye’de demokrasi adına artık panik olma zamanı!

Türkiye’de son zamanlarda yaşanan anti-demokratik gelişmeleri ‘‘hastalık ötesi’’ diye niteleyen Freedom House (Özgürlük Evi) Türkiye Uzmanı ve Proje Direktörü Nate Schenkkan, ‘‘Gelişmeler Türkiye tarihi açısından değerlendirildiği zaman hastalık ötesinde bir durum. Özellikle son bir kaç aydaki yaşananlar artık panik zamanına geçildiğini gösteriyor. Türkiye’de herkesi şaşkına çevirecek bir durum söz konusu. Bu vakitler (demokrasinin geleceği adına) artık cidden korkulacak vakitler’’ dedi.

CUNY Üniversitesi’nde düzenlenen ‘‘Türkiye’de Medyaya Ölüm Darbesi’’ paneline Schenkkan yanı sıra Uluslararası Gazetecileri Koruma Cemiyeti (CPJ) Avrupa ve Orta Asya Direktörü Nina Ognianova ile Zaman Gazetesi köşe yazarı ve Washington Temsilcisi Ali Halit Aslan katıldı. Panelin moderatörlüğünü ise CUNY Gazetecilik Fakültesi Uluslararası Raporlama Programı Direktörü Prof. Dr. Prue Clarke yaptı.

Türkiye’de basın hürriyeti ve demokratik topluma karşı yapılan saldırıların gelecek adına ne ifade ettiğini değerlendiren Schenkkan şöyle konuştu; ‘‘Bu her şeyin yıkılacağı (demokratik değerler adına) anlamına gelir. Bu demokratik toplumu da boğacak bir baskın olacaktır. Demokratik düzene karşı bir durumdur ki Türkiye’de artık tamamen demokratik unsurlar dağıtılmış, yıkılmış durumda. Artık cidden panik olma zamanı!’’

IMG_3529Türkiye’nin bugünkü duruma gelmesine Ergenekon davasında AKP’nin farklı ajandası bulunması, Suriye’deki iç savaş ile PKK’nın güçlenmesini neden olarak gösteren Türkiye uzmanı Schenkkan, Türkiye’nin eski yapısından çok farklı bir duruma evrildiğini dile getirdi.

Türkiye ilk defa 1980 askeri darbesinden sonra vatandaşlarını ‘teröre destek’ suçlaması vatandaşlıktan çıkarılmasını gündeme getirdiğine işaret eden Schenkkan şöyle devam etti; ‘‘Bakın Erdoğan, birkaç gün önce teröre destek verenlerin TC vatandaşlığından çıkarılacağını söyledi. Adalet Bakanı ise hemen peşinden bunun kendileri için direktif olduğu beyanını verdi… En son 1980 askeri darbesinden sonra 14 bin insan Türk vatandaşlığından çıkarılmıştı. Bu öylesine çılgın bir fantazi değil. Türk hükümeti kendi vatandaşını yok ederek arzuladığı devleti kurma peşinde.’’  

Türkiye’de yaşananlar konusunda tüm uluslararası kuruluşlar ile demokratik değerleri savunanların ‘‘korkuya kapılması’’ gerektiğini vurgulayan Schenkkan, ‘‘Son altı yedi aydır Türk gazetecilerden duyduğum, Türkiye’nin bölgede yeni bir Suriye olması korkusu. Ben de bu korkudayım’’ dedi.

Türkiye’de IŞİD ve PKK militanlarının yapmış olduğu canlı bomba saldırıları ile yaşanan can kayıpları ve Güneydoğu’da devam eden çatışmalara işaret eden Schenkkan, ‘‘Ankara’da tanıdığım insanlarla konuşuyorum; söyledikleri 1980 öncesi ilk defa toplum nasıl sokağa çıkma korkusu yaşadı ise bugün de aynı psikolojinin hakim olduğu’’ diye konuştu.

CPJ: TÜRKİYE’DE BASINA BASKI ÖYLE KÖTÜKİ, DURUM GÜN İÇİNDE BİLE DAHA DA KÖTÜYE GİDİYOR

IMG_3520CUNY Üniversitesi Gazetecilik Bölümü tarafından New York’un Manhattan yerleşkesinde düzenlenen panele katılan CPJ’in Avrupa ve Orta Asya Direktörü Ninan Ognianova, Türkiye’de basın hürriyetinin her geçen gün hatta gün içerisinde dahi kötüye gittiğini ifade etti. Türkiye ile ilgili artık basın açıklaması yapamadıklarını belirten Ognianova, ‘‘Artık Türkiye’de her gün basın özgürlüğüne karşı bir olay yaşanıyor. Hatta bazı günler oluyor ki gün içinde birkaç olaya birden tanıklık ediyoruz ve Türkiye’deki uzman arkadaşımız bizi bir günde iki üç defa güncellemek zorunda kalıyor’’ dedi.

Basın hürriyetine karşı yaşanan en trajik gelişmeyi Zaman Gazetesi’ne hükümetin el koyması ile tanıklık edildiğini vurgulayan Ognianova, Zaman’ın Türkiye’de eleştirel ve bağımsız gazetecilik adına en önemli kale durumunda olduğuna işaret etti.

Zaman ve İpek Medya Grubu’nun hükümet tarafından gasp edilmesinin hiçbir makul gerekçesi olmadığını aktaran Ognianova, iktidarın gazeteler el koymakla yetinmediği muhalif gazetecileri de hapse atarak ya da işsiz bırakıp kişiliklerine saldırarak yok etmeye, sindirmeye çalıştığını dile getirdi. Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ile bu kurumun Ankara Temsilcisi Erdem Gül davalarını geçen hafta Türkiye’de bizzat katılarak izlediğini hatırlatan Ognianova, ‘‘Türkiye’de maalesef özgür basın adına atmosfer giderek kötüleşiyor’’ dedi.

Türkiye’de gazeteciler hakkında ‘teröre destek’’, ‘hakaret’ ya da ‘devleti karşıtlığı ve yıkma’ gibi saçma sapan gerekçelerle dava açıldığını aktaran Ognianova, Türkiye’de terör yasasının çok sorunlu olduğu ve geniş tanımı nedeni ile hemen herkesin bu gerekçe ile hapse atılmasının söz konusu olduğunu ifade etti.

Türkiye’deki mevcut terör kanunu ile Avrupa Birliği (AB) kriterlerini yakalamasının asla söz konusu olamayacağını vurgulayan CPJ’in deneyimli Direktörü Ognianova, ‘‘Baskı öylesine artmış durumda ki Türkiye’de yalnızca gazetecilere değil akademisyenlere, küçük işletme sahiplerine hatta öğrencilere kadar sirayet etmiş halde… Yine sadece Kürt veya Türk değil yabancı gazetecilere karşı da baskılar arttı. CNN, Financial Times veya Hollandalı bağımsız gazeteci Frederike Geerdink, Vice News çalışanlarının başlarına gelenler ortada’’ diye konuştu.

IMG_3516‘‘İŞİNİ KAYBEDEN ARKADAŞLARIMIZA ÇİFTE ZULÜM UYGULANIYOR’’

Zaman Gazetesi ve Cihan Haber Ajansı ile Today’s Zaman’a el konulmasını hatırlatan panelin diğer konuşmacısı gazeteci Ali Halit Aslan, bu kurumlarda çalışan insanların teker teker işten çıkarılarak yerine hükümet yandaşlarının alındığını söyledi.  Bu kurumlardan atılan insanların yalnızca işlerini kaybetmekle kalmadığına işaret eden Aslan, ‘‘Bizleri işten çıkarmakla yetinmiyorlar, herhangi bir yerde iş bulmamamız için de gayret gösterip emin olmak istiyorlar’’ şeklinde konuştu.

Feza Medya Grubu’nda çalışanlar için yaşanılanların bir travmaya dönüştürüldüğünün altını çizen Aslan, bazı arkadaşlarının psikolojik destek aldığına işaret etti. Aslan şöyle konuştu; ‘‘Yaşanılan travma ile atlatılmıyor bu süreç sadece, işsiz kalan arkadaşlarımızın iş bulmalarına da mani çıkarılıyor. Basının bugün tamamına yakına hükümet yanlısı olduğu için işsiz kalan arkadaşlarımıza iş vermiyorlar. Diğerleri ise korkularından bu insanları kadrolarına alamıyor. Arkadaşlarımız çifte zulme maruz kalıyor.’’

Hizmet Hareketine gönül vermiş kimselere karşı cadı avının sürdüğünü ve esnafından ev hanımına kadar hemen her seviyede insanın gözaltına alınıp hapse atıldığına işaret eden Aslan, bu yaşananların temel hakları dahi ihlal ettiğini vurguladı.

Türk halkının ülke içinde ve dışarıda olup bitenden haberdar olamadığını vurgulayan Aslan, ‘‘Türk halkı Erdoğan’ın dünya lideri olduğuna inandırılmış durumda. Türk hükümeti muhalif olan herkesi hain ilan etmekten, düşmanlaştırmaktan ve ötekileştirmekten geri durmuyor. Halkın sağlıklı bilgilendirilmesine iktidar izin vermiyor. Bu nedenle halk, hükümet propagandasını doğru sanıyor’’ diyerek Türkiye’de yaşanan gelişmeleri özetledi.

IMG_3495Erdoğan’ın yalnızca siyasi bir lider olmakla yetinmediğini vurgulayan Aslan, aynı zamanda dini önder olmaya çalıştığını söyledi. Aslan bu iddiasını da Erdoğan’ın geçen hafta sonu Maryland’da açılan Türk camisinin açılışında Kur’an okuması ve bazı AKP’lilerin Cumhurbaşkanı’nı adeta ilahlaştırmasını örnek gösterdi.

Aslan şunları aktardı; ‘‘Erdoğan’ın hem politik hem de dini lider olması çok tehlikelidir. Bu radikalleşmenin önünü çok çabuk açılmasına neden olur. IŞİD’in liderine bakın hem siyasi hem de dini liderdir. Malumunuz Diyanet Başkanlığı hükümete yani Erdoğan’a bağlı. Erdoğan, camilerde neyin konuşulup konuşulmayacağına kadar karar veren biri. Erdoğan sadece hükümetin değil aynı zamanda Türkiye’deki Hizmet dışında diğer tüm dini cemaatlerin de lideri konumunda. O nedenle Gülen hareketinden nefret ediyor.’’

Write a comment

No Comments

No Comments Yet!

Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.

Write a comment

Only registered users can comment.