Fethullah Gülen Hocaefendi, Financial Times’a yazdı: ‘Peygamberimizin sünnetinde şiddete yer yoktur’
Financial Times gazetesi, Fethullah Gülen Hocaefendi tarafından kaleme alınan bir makale yayınladı. ‘Müslümanların Masumiyeti’ isimli film ve filme verilen tepkileri ele alan makalesinde Gülen, Peygamber Efendimiz’e (sas) yönelik hakaretleri kınarken, Müslümanları ölçülü ve yapıcı tepki vermeye çağırdı.
Müslümanların her gün defalarca ‘Ya Rabbi! Bizi Sırat-ı Müstakim’e ulaştır’ diye yalvardığını hatırlatan Gülen, bu duanın inananları ifrat ve tefritten uzak durmaya sevkedeceğini söyledi.
Fethullah Gülen Hocaefendi ünlü gazetede yayınlanan makalesinde “Ne cismaniyetimize esir düşüp, reaksiyoner hislerimizin esiri olmalı ne de değer ve inançlarımıza karşı sistemli olarak sürdürülen iftiralar karşısında bütün bütün sessiz kalmalı.” diye yazdı.
İslam karşıtı film ve karikatürlerin düşünce özgürlüğü kavramının istismarı olduğunu ifade eden Gülen, “İnsanları şiddete sevk etmek için planlanmış olan nefret söylemi, ifade özgürlüğünün istismarıdır. Başkalarının hak, itibar ve özgürlüklerini ihlal eden bu söylem insanlığı da karmaşaya sürükler” dedi.
Müslümanların tahriklere kapılmaması gerektiğine de dikkat çeken Hocaefendi, bu tür nefret söylemlerine karşı İslam İşbirliği Teşkilatı ya da Birleşmiş Milletler gibi uluslararası kuruluşları adres gösterdi.
Hocaefendi, Financial Times okurlarına şu sözlerle seslendi: “İslama hakaret edenler, zulümlerini, ayrımcılıklarını haklı göstermek için insanların kafasında negatif bir Müslüman portresi oluşturmak istiyor olabilir. Müslüman dünyada bu kasıtlı tahrikler ve oluşturulan kargaşa ilk değil. Kutsal değerlerimiz daha önce karikatürler vasıtasıyla saldırıya uğradı, şimdi bu film ve bir Fransız dergisindeki karikatür. Yarın başka vesileler yine kullanılabilir. Müslümanlar bu tahriklere kapılmamalı. Efendimiz (sas) ile ilgili olumsuz bir beyan karşısında Müslüman derin bir üzüntü duymalı. Fakat bu üzüntüyü aktarmak başka bir meseledir. Sorumsuz hareketler, İslam’ın aydınlık simasına karalar çalar ve en çok da savunduklarını ileri sürdükleri sünnete zarar verir. Böyle bir meselede tek tek her bir Müslümanın, Allah’ın (cc), Kur’an’ın ve Peygamber-i Zişan’ın hakkı söz konusu olduğu için, hiç kimse düşüncesizce hareket edemez. Herkes atacağı her adımın muhtemel sonuçlarını kapsamlıca düşünmeli ve ortak aklın bilgeliğine başvurmalıdır.”
Gülen, yaşanan olaylar karşısında Müslümanların başta kendileriyle hesaplaşması gerektiğini de hatırlatırken, herkesin kendine ‘Acaba dünyaya İslam’ı ve Efendimiz’i (sas) hakkıyla tanıtabildik mi?’ sorusunu sorması gerektiğini söyledi: “Eğer ‘İslam’ dendiğinde akla ilk gelen şey intihar komandoları ise insanlar nasıl olumlu bir İslam anlayışına sahip olabilirler? Masum insanları öldürmenin Müslümanların tarihte uğradığı barbarlıklardan ne farkı olabilir?
Libya’da yaşanan saldırıya da değinen Hocaefendi, “Bu zavallı filmle hiç bir alakası olmayan bir büyükelçi ile konsolosluk görevlilerini öldürmenin nasıl bir gerekçesi olabilir? Eğer bu saldırıyı gerçekleştirenler Müslümansa, İslam’a dair hiç bir fikirleri yok demektir. Bu insanlar en büyük cinayeti İslam’a karşı işliyor”
No Comments
Only registered users can comment.
Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.
Write a comment