Ekrem Dumanlı AP’da basın özgürlüğü üzerine konuştu
Liberal Demokratlar ve Yeşiller gruplarının ortak organizasyonuyla dün Brüksel’deki Avrupa Parlamentosu (AP) içerisinde “Türkiye’de Basın Özgürlüğü” paneli gerçekleştirildi.
Ekrem Dumanlı’nın hakkındaki yurtdışına çıkış yasağı nedeniyle telekonferans yöntemiyle katıldığı programa, Yeşiller’in Eşbaşkanı Rebecca Harms’ın sözleri damgasını vurdu: Gazeteciyi ağlatan akreditasyon, Türkiye’nin halini özetliyor.
Avrupa Parlamentosu’nda gerçekleştirilen basın hürriyeti panelinde Türkiye’de temel hak ve hürriyetlerin ciddi erozyona uğradığı tespiti yapıldı. Basın hürriyeti konusunda endişelerini net şekilde tekrar gündeme getiren AP üyeleri, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve AKP iktidarını sert şekilde eleştirdi.
Liberal ve Yeşiller Grubu tarafından ortaklaşa düzenlenen panele Türkiye’den Zaman Genel Yayın Müdürü Ekrem Dumanlı ve P24 kurucu üyesi Andrew Finkel katıldı. Dumanlı, ‘14 Aralık özgür basına darbe’ operasyonu kapsamında hakkında getirilen yurtdışına çıkış yasağı savcılığa yaptığı başvuruya rağmen kaldırılmayınca konuşmasını İstanbul’daki ofisinden internet üzerinden yaptı. Finkel’in AP’de Türkiye’de basın özgürlüğü üzerine yapılan bir toplantıya şahsen katılabilen tek gazetecinin bir Amerikalı olmasının son derece manidar olduğunu söylemesi salonda gülüşmelere yol açtı.
Programa, Cihan Haber Ajansı muhabiri Hüseyin Aydın’ın 20 Nisan’da İstanbul’da Emine Erdoğan’ın da katıldığı bir Avea programından yaka-paça kovuluşu damga vurdu. Aydın’ın zorla dışarı çıkarılışını seyreden AP üyeleri, ‘ağlatan akreditasyonun’ Türkiye’de basın hürriyetiyle ilgili gayet net bir resim ortaya koyduğunu belirttiler. İnternet yasaklarının da tartışıldığı panelde Dumanlı’nın konuşmasında internet bağlantısının zaman zaman kopması da salonda esprilere yol açtı.
‘Demokraside geriye gidiliyor’
Panelin açış konuşmasını yapan Liberal Grup Başkanı Guy Verhofstadt, Dumanlı’nın toplantıya katılamayışının toplantının sebebini gayet iyi izah ettiğini vurguladı. Türkiye’deki gelişmeleri son derece ciddi ve kaygı verici bulan eski Belçika Başbakanı Verhofstadt, temel hak ve hürriyetler başta olmak üzere demokraside geriye gidildiğini söyledi. Erdoğan’ın 13 yıllık iktidarının sonucu olarak Türkiye’nin en fazla gazeteci hapseden ülkelerden biri haline geldiğini söyleyen Liberal lider, AP Türkiye raporunun basın hürriyetini çok ciddi şekilde ele alması gerektiğini söyledi.
Aynı gün gidip gelme ya da bir polis eşliğinde gidip gelme tekliflerine rağmen hakkındaki yurtdışına çıkış yasağı savcılıkça kaldırılmayan Dumanlı, ancak askeri darbe dönemlerinde yaşadıklarının şu andan daha kötü olduğunu söyledi.
Yolsuzluk operasyonlarına ‘darbe’ demeyenler hain ilan edildi
Erdoğan’la birlikte resmi ziyaretlerde belki de dünyayı dolaştıklarını söyleyen Dumanlı, 17 Aralık rüşvet ve yolsuzluk soruşturması sonrasında terörist ilan edildiklerini söyledi. Samanyolu Grubu Başkanı Hidayet Karaca’nın yaklaşık 130 gündür hapiste olduğunu söyleyen Dumanlı, iktidarın Gezi olaylarından sonra çok ayrıştırıcı bir tavır takındığını, yolsuzluk operasyonlarına ‘darbe’ demeyenlerin hain ilan edildiğini kaydetti.
Panelin konuşmacılarından Hollandalı Liberal Marietje Schaake, gazeteci Ahmet Şık tutuklandığında Zaman’ın neden ses çıkarmadığını sorması üzerine Dumanlı, Türkiye’de askeri darbelerden çok çekildiğini, Şık tutuklandığında Türkiye’nin acı tecrübelerinin olduğu cunta-medya ilişkilerinden şüphelendiklerini ayrıca Şık’ın tutuklanmasından sonra “kitap bomba gibidir” diyen Erdoğan’dan ziyade Gülen Hareketi’nin sorumlu tutulmasını da anlamlandıramadığını kaydetti.
Şık’ın “dokunan yanıyor” sözlerinin ise Gülen ve hareket aleyhinde yazılan onlarca kitap yazarına hiçbir şey olmadığı düşünüldüğünde eleştirilmesi gereken bir suçlama olduğunu kaydetti. Dumanlı Şık’ın da bu nedenle özeleştiri yapması gerektiğini ifade etti. 14 Aralık’ta gözaltına alınırken kendisine görüşme teklifi yaptığını ancak Şık’ın bu öneriyi reddettiğini de kaydetti.
‘Dumanlı’nın tutumu alkışlanması gerekiyor’
Panele katılan Finkel de Zaman’ın Ahmet Şık ve Nedim Şener’in durumlarına yaklaşımını eleştirdiğini ancak grup içinden de bu iki gazeteci ile ilgili özeleştirilerin yapıldığını, yapılanların yanlış olduğunu savunanların yazılar yazdığını, Dumanlı’nın son dönemlerdeki tutumunun da alkışlanması gerektiğini ifade etti.
Finkel, 1990’lardan itibaren Türkiye’de gazetecilik yaptığını, o dönemin çok sıkıntılı olduğunu ancak bu dönemle mukayese edildiğinde ‘altın bir çağ’ olarak nitelenebileceğini söyledi. Finkel en temel sorunlardan birinin objektif haber verme gibi hiçbir derdi olmayan işadamlarının basına yatırım yaparak ihale kapmaları olduğunu vurguladı.
HARMS: THY’NİN SADECE MUHALİF GAZETELERİ SERVİS ETMESİ ŞAŞKINLIK VERİCİ
Cihan Haber Ajansı Muhabiri Hüseyin Aydın’a uygulanan “ağlatan akreditasyonun” esef ve ibret verici olduğunu dile getiren Dumanlı’nın sözlerinden sonra söz konusu görüntüler AP salonunda İngilizce altyazıyla izlendi.
“Ağlatan Akreditasyon”u yorumlayan AP Yeşiller Grubu Eşbaşkanı Rebecca Harms, bu görüntülerin Türkiye’de son zamanlarda basın özgürlüğüyle ilgili yaşananlara en iyi örnek olduğunu dile getirdi.
Rebecca Harms, “Bu kısa videoyu gördüğünüzde Türkiye’de bir gazetecinin yaşadığı gerçekleri çok daha iyi anlıyorsunuz” diye konuştu. Harms, basına yönelik baskıları anlatırken şöyle konuştu: “THY’nin uçuşlarında sadece yandaş medya gazeteleri dağıtılmaya başlanmış. Yani durum hakikaten şöyle görünüyor: Medyanın kontrolünü yüzde 100 ele geçirmeye çalışmakta olan bir hükümetle karşı karşıyayız. Avrupa’da şimdiye dek bu durumun tam olarak anlaşıldığından emin değilim.”
VERHOFSTADT: DEMOKRASİDEN OTORİTERLİĞE DÖNÜŞ VAR
Avrupa için Liberaller ve Demokratlar (ALDE) İttifakı lideri Guy Verhofstadt ise bugün tartıştıkları konuyla ilgili önemli bir delilin de Ekrem Dumanlı’nın odasında derdest edilerek gözaltına alınması olduğun söyledi. Türkiye’nin demokratik prensipler ve basın özgürlüğünden geri adım atmakta olduğunu ifade eden Verhofstadt, geçmişteki demokratik yönetim anlayışının otoriterliğe dönüştüğünü vurguladı.
FINKEL: İNTERNET MEDYASI HEDEFTE
Panele katılan gazeteci Andrew Finkel de Türkiye’de gazetelerdeki yazı işlerinde insanların yılgınlığa düştüğünü ve otosansüre zorlandığını vurguladı. Bir gazete yöneticisinin, kendisine “Yayın toplantılarında ‘hangi haberi yapmamıza izi verilir’ diye tartışıyoruz” dediğini aktaran Finkel, basın özgürlüğü adına bundan daha sembolik bir ifade olamayacağını vurguladı.
Bağımsız gazetecilik platformu P24 olarak ekonomik baskı altında olduklarını kaydeden Finkel, hükümete yakın medya patronların ihalelerle beslendiğini ve mali olarak hesap verme sorunları olmadığını dile getirdi. Bu yüzden bağımsız medyanın internet platformlarına yöneldiğini fakat hükümetin bu mecrayı da kontrol altına almak için baskıcı yasalar çıkardığına değindi.
SCHAAKE: MEDYA, KUTUPLAŞMANIN TARAFI HALİNE GELDİ
Türkiye’yi yakından takip eden Hollandalı AP üyesi Marietje Schaake ise gazeteciler ve medya kuruluşlarının, Türkiye’deki kutuplaşmanın tarafı haline gelmesini sorunlu bulduğunu dile getirdi. Üst düzey siyasetçilerin medyaya doğrudan müdahil olduğuna değinen Schaake, Türkiye’de ifade özgürlüğüne katkı için AB ile müzakerelerde 23. ve 24. fasılların açılması gerektiğini kaydetti.
İnternet bağlantısında şüpheli kesinti
Ekrem Dumanlı’nın telekonferans bağlantısının başlamasına 20 dakika kala Zaman Gazetesi’nin internet hizmeti aldığı telekom operatörü Turkcell Superonline bağlantısında 33 dakikalık bir kesinti yaşandı. Şüphe çeken bağlantı kesikliğine ilişkin Superonline Destek Servisi’nden bilgi talep edildi ancak henüz resmi ve tatmin edici bir açıklama alınamadı. Bir temsilci ise hattın sonlandığı cihazla ilgili genel bir problem oluştuğunun görüldüğü ancak kök nedenin ne olduğunun bilinmediği bilgisini verdi. Daha önce de Zaman gazetesinin bünyesinde faaliyet gösterdiği Feza Gazetecilik seçim dönemlerinde yüksek yoğunluklu siber saldırıya maruz kalmıştı.
No Comments
Only registered users can comment.
Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.
Write a comment