Dünya kınıyor; Gazeteciler derhal serbest bırakılmalı

Dünya kınıyor; Gazeteciler derhal serbest bırakılmalı

Zaman Gazetesi Genel Yayın Müdürü Ekrem Dumanlı ve Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca’nın da aralarında olduğu gazeteci, sanatçı ve polislere yönelik operasyon dünyayı ayağa kaldırdı.

Dünyanın dört bir yanından gazeteciler derhal serbest bırakılsın çağrıları yapılıyor.

Yunanistan Yabancı Gazeteciler Birliği: Gazeteciler acilen serbest bırakılmalı

Yunanistan Yabancı Gazeteciler Birliği (FPA), Zaman Gazetesi’ne polis baskını yapılması ve gazetecilerin gözaltına alınmasını kınadı. Birlik, gazetecilerin derhal serbest bırakılmalarını da istedi. 1916 yılında Başkent Atina’da kurulan FPA, polisin Türk medya kuruluşlarına baskın yaparak gazetecileri gözaltına almasını kınadı. “Polisin Türk medya kuruluşlarına şiddetli baskınlar yaparak gazetecilerin gözaltına alması bizi derinden endişelendirmiştir.” denilen FPA açıklamasında, “İfade özgürlüğüne karşı olan bu girişimler, basının rutin işleyişine zarar vermektedir” ifadeleri kullanıldı.

 

Hong Kong medyası: Türkiye’de basın özgürlüğüne darbe!

Türk basın tarihine kara leke olarak geçen 14 Aralık medyaya darbe operasyonunun dünyadaki yankıları sürüyor. Hong Kong medyasından “The Sun” gazetesi, söz konusu operasyon haberleriyle ilgili olarak “Türkiye’de basın özgürlüğüne darbe!'” başlığını kullandı.

Sommer: Türkiye’nin yeni AB stratejisini kağıda dökmeye bile değmez

Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu Üyesi Renate Sommer, baskın ve tutuklamalar sebebiyle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı sert dille eleştirdi. Basın özgürlüğüne yönelik kısıtlamaların AB temel değerleri ve demokrasi ile bağdaşmadığını belirten Sommer, “İfade ve basın özgürlüğü demokrasilerin vazgeçilmez değerleridir. Bu değerleri kısıtlayan bir ülke asla üyesi olamaz.” dedi. Türkiye’nin diğer Kopenhag kriterlerini de yerine getirmediğini hatırlatan Sommer, “Bunun en açık örneklerinden biri de Türkiye’de yolsuzluk davalarının engellenmesidir.” şeklinde konuştu.

AP Fransız Delegasyonu Başkanı: Bu adımlar Türkiye’yi AB’den uzaklaştırıyor 

Avrupa Parlamentosu (AP) Fransız Sosyalist Milletvekilleri Delegasyonu Başkanı Pervenche Beres, Zaman Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı ve Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca’nın gözaltına alınmasına tepki gösterdi.
 Beres, Türkiye’nin AB’ye yakın olmasını istediklerini vurguladı, ancak Erdoğan yönetiminin özgürlükler ile ilgili attığı adımlarının kendilerinde endişe oluşturduğunu kaydetti. Pervenche Beres, “Bunun Türk halkına da iyi bir hizmet olduğunu düşünmüyoruz. Bu adımlar Türkiye’yi Avrupa Birliği’nden uzaklaştırıyor. Bu Türkiye’nin çıkarlarına da ters düşmektedir. Medya özgürlüğüne saldırı Avrupa Birliği’nin kurallarının ihlali anlamına gelir.” ifadelerini kullandı.

 

 

Avrupa İnsan Hakları Komiseri: Özgür basının susturulması kabul edilemez

Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri Nils Muiznieks, Zaman gazetesi ve Samanyolu TV’yi hedef alan polis operasyonlarını “büyük endişeyle” izlediklerini söyledi. Cihan’a konuşan Muiznieks, Zaman Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı, Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca ve diğer gazetecilere yönelik suçlamaların hiçbir delile dayanmadığını söyledi. Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri, “Özgür basını susturmaya yönelik hiçbir müdahale de hiçbir şekilde kabul edilemez. Özgür basın aynı zamanda bağımsız seçimler, ifade ve toplanma özgürlüğü için temel öneme sahiptir. Bırakın toplu tutuklamaları tek bir gazetecinin dahi tutuklanması kabul edilemez. Bu çok büyük bir gerilemedir. Bu gerçekleri Türk hükümeti yetkililerine anlatmaya çalışacağız.” dedi.

İsviçre basını: Türkiye’den totaliter sinyaller

İsviçre’nin en prestijli günlük yayınlarından ‘Neue Zürcher Zeitung’ (NZZ) özgür basına yapılan darbeyi dün manşet haber olarak gördü. ‘Türkiye’de totaliter sinyaller’ manşetini atan NZZ, ‘Türkiye’de keyfilik ve paranoyanın hükmettiğini’ yazdı.

Asya Gazeteciler Cemiyeti: Gazeteciler siyasi çekişmelerin kurbanı olmamalı

Merkezi Güney Kore’de olan Asya Gazeteciler Cemiyeti (AJA), Zaman gazetesi ve Samanyolu TV’ye yapılan operasyonları kınayan mesaj yayınladı. Kınama mesajında gazetecilerin siyasi çekişmelerin kurbanı olmaması gerektiğine dikkat çekildi. Operasyonu duyduğunda çok şaşırdığını belirten AJA Güney Kore Direktörü Lee Sang-gi ise gazetecilerin derhal bırakılması gerektiğini söyledi.

Avrupa Basın Kulübü’nden, Zaman ve STV’ye destek

14 Aralık medyaya darbe tüm dünyada yankı uyandırdı. Avrupa Basın Kulübü Strasbourg Bürosu yönetim kurulu üyesi Christian Bach, Türkiye’de gazetecilere yönelik yapılan polis operasyonun kesinlikle kabul edilemez olduğunu söyledi. Bach “Gazetecilerin kendi işlerini yapmalarının karşılığı bir polis operasyonu olamaz.” dedi.

Samanyolu çalışanlarından bantlı protesto

Samanyolu Yayın Grubu ’14 Aralık Özgür Medyaya Darbe Operasyonu’nu ağızlarını bantlayarak protesto etti. Zaman Genel Yayın Müdürü Ekrem Dumanlı ile Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca’nın gözaltına alınmasına tepki gösteren çalışanlar, medyaya yapılan darbeyi eleştirdi.

Norveçli gazeteci Amas: Tutuklanmalar, ülkenin basın özgürlüğü için endişe verici

Norveç’in ünlü gazetecilerinden Knut Olav Amas, 14 Aralık’ta Zaman’a ve Samanyolu TV’ye yapılan operasyon hakkında Cihan’a konuştu. Amas, Norveçli gazetecilerin olayaları yakından takip ettiğini belirterek, “Gözaltılar, Türkiye’nin basın ve medya özgürlüğü için oldukça endişe verici.” açıklamalarında bulundu.

Avrupa Gazeteciler Federasyonu Başkanı: Gazeteciler serbest bırakılmalı

Avrupa Gazeteciler Federasyonu (EFJ) Başkanı Mogens Blicher Bjerregard Türkiye’de medyaya darbe operasyonuyla ilgili sert açıklamalarda bulundu. Gözaltına alınan gazetecilerin serbest bırakılması çağrısında bulunan Avrupa Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Bjerregard böylesi bir adımın hem Cumhurbaşkanı Erdoğan hem de hükümet adına olumlu bir sinyal olacağını söyledi.

Melenchon: Gazeteciler kalemle mi hükümete darbe yapacaktı?

Avrupa Parlamentosu Birleşik Sol Grubu üyesi Jean-Luc Melenchon, Türk Hükümeti’nin basını susturma girişimlerine sert tepki gösterilmezse keyfi uygulamaların artacağını söyledi. 2012 yılında Fransa’da cumhurbaşkanlığına aday olan Fransız AP üyesi Jean Luc-Melenchon Zaman ve Samanyolu grubuyla dayanışma içinde olduğunu dile getirdi. Melenchon, “Böyle bir operasyon doğal olarak tek bir amacı vardır. Gazetecileri korkutmak ve otosansür yapmalarını sağlamak. Bu kadar çok gazetecinin aynı anda tutuklanması bunu gösterir. Gözaltı için gösterilen gerekçeler ise çok sakil. Kim gazetecilerin bir araya gelip hükümete darbe yapacağına inanır. Bunlar tamamen saçmalık. Acaba hangi silahlarla darbe yapacaklardı? Kalemle mi?” dedi.

Filipinler’den Dumanlı’ya ve Karaca’ya destek

Filipinler’in en çok okunan “Philippine Daily Inquirer” gazetesindeki yazarlardan Randy David’den, Türkiye’de özgür basını hedef alan 14 Aralık operasyonunda gözaltına alınan Zaman Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı ve Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca’ya destek geldi.

Dinges: Medyaya karşı yapılan bu operasyon ancak diktatör rejimlerde olur

Columbia Üniversitesi Gazetecilik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr John Dinges, 14 Aralık’ta medyaya yapılan darbe operasyonuna ancak diktatörlüğün olduğu yönetimlerde olabileceğini söyledi. Operasyonun, hükümetin hoşuna gitmeyen basına karşı yapıldığına dikkat çeken Prof. Dr Dinges, “Hükümetin gazeteci gözaltına alması, ancak diktatör rejimlerde olur. Operasyonun gazeteciliğin dışında başka bir sebeple yapıldığını gösteren herhangi bir durum yok.”dedi.

İdris Bal’dan adliye önüne 17 siyah çelenk

Demokratik Gelişim Partisi (DGP) Genel Başkanı, Kütahya Milletvekili İdris Bal ve partililer, “17 Aralık operasyonunun” yıldönümünde Çağlayan’daki İstanbul Adalet Sarayı önüne 17 siyah  çelenk bıraktı. İdris Bal ve partililer adliyenin karşısındaki meydanda “Demokrasi Çadırı” kurarak adalet nöbeti başlatmak istedi. Ancak polis buna izin vermedi.

McCain: Kesinlikle serbest bırakılmalılar

Başkan Barack Obama’nın 2008 yılındaki başkanlık seçimlerinde rakibi olan ünlü Cumhuriyetçi Senatör John McCain, söz konusu gelişmeye ilişkin Cihan Haber Ajansı’nın sorularını cevaplandırdı. John McCain, gazetecilerin gözaltına alınmasını “çok talihsiz bir gelişme” şeklinde değerlendirdi. Gözaltıların haksız ve medyaya yönelik bir baskı olduğunu vurgulayan McCain, “Ancak bu da Erdoğan’ın uzun süredir devam eden antidemokratik eylem serilerinden biri. Erdoğan gitgide daha otokrat bir şekilde davranıyor.” ifadesini kullandı. Senatör John McCain, tutuklu gazetecilerin kesinlikle serbest bırakılması gerektiğini aktardı.

Komite Başkanı Menendez: Keyfi bir şekilde gazeteci tutuklamak otoriterliktir

Senato Dışilişkiler Komitesi Başkanı Senatör Robert Menendez ise Türk hükümeti hakkında çok sayıda kaygı taşıdığını kaydetti. Basın özgürlüğünün de bu kaygılardan biri olduğunu belirten Menendez, “Türkiye’de tüm demokrasilerin temeli olan basın özgürlüğüne yönelik devam eden baskılar dolayısıyla kaygılarım var.” ifadesini kullandı. Hükümete yönelik eleştirilerin bu kuruluşların kapanmasına veya gazetecilerin tutuklanmasına sebep olamayacağını vurgulayan Menendez, “Eğer söyledikleri sözler sebebiyle basını ve medyayı keyfi bir şekilde tutukluyorsan, gözaltına alıyorsan veya hapse atıyorsan bu fazlasıyla otoriterliktir.” şeklinde konuştu.

Murphy: Özgürlükler alanındaki hızlı gerileme rahatsızlık verici

Bir diğer Dışilişkiler Komitesi Üyesi Demokrat Senatör Chris Murphy, Türkiye’de insan hakları ve basın özgürlüğü konularında hızlı düşüşü görmenin ciddi rahatsızlık verici olduğunu dile getirdi. Türkiye ile ABD’nin güçlü ilişkilere sahip olmasını istediklerini belirten Murphy, “Türkiye önemli siyasi ve ekonomik müttefikimiz.” dedi. Türkiye’yi AB ve batıya entegre olmuş bir ülke olarak görmek istediklerini kaydeden Murphy, “Erdoğan hükümetinin basına yaklaşımının değişeceği konusunda umutluyuz.” ifadelerini kullandı.

Thune: Ülkeye öncülük edenler daha demokratik olmalı

Cumhuriyteçi Senatör John Thune ise basın özgürlüğünün önemine dikkat çekti. ABD’de basının özgür olmasından memnuniyet duyduklarını belirten Thune, medyaya daha fazla özgürlük sağlanması gerektiğini kaydetti. Türkiye’nin bu konuda daha uzun yol olması gerektiğini dile getiren Thune, “Ülkeye öncülük edenlerin daha açık ve daha demokratik olmalarını isteriz.” şeklinde konuştu.

Wicker: Türkiye’nin istikametinden kaygılıyım

Cumhuriyetçi Senatör Roger Wicker ise “Türkiye’de basın özgürlüğü konusundaki geri gidiş dolayısıyla endişe duyuyorum.” ifadesiyle tepkisini dile getirdi. Cumhuriyetçi Senatör Roy Blunt da, gazetecilerin tutuklanması ile ilgili soruya, “Türkiye’nin istikametinden dolayı kaygılarım var ve basın da bu kaygılardan biri.” cevabını verdi.

Kongre üyesinden Kerry’ye Türkiye mektubu

Kongre Üyesi Al Green, ABD Dışişleri Başkanı John Kerry’e tutuklanan gazetecilerle ilgili bir mektup gönderdi. Mektupta ABD Dışişleri Bakanlığı’nca söz konusu gelişmeye yönelik yazılı açıklama yapılmasından dolayı memnuniyetini dile getiren Green, “Bu mesele hakkında Dışişleri Bakanlığı tarafından 14 Aralık’ta yayınlanan resmi açıklamayı gözden geçirdim. Açıklamanın sonundaki ‘Türk yetkililer, basın özgürlüğü, adil yargılama süreci ve yargı bağımsızlığı gibi Türk anayasasınca da kutsal olarak kabul edilen temel değerlere aykırı olmadığından emin olmalı’ ifadesine katılıyor ve bu konuda elinizden geleni yapmaya çağırıyorum.” ifadesini kullandı.

Öte yandan, Kongre üyesi Eliot L. Engel, konuya ilişkin yaptığı açıklamada Erdoğan’ın muhalifleri susturmaya çalışmasının sürpriz bir durum olmadığını belirtmişti. Basın özgürlüğüne yönelik kısıtlamaların hoş görülemeyeceğini kaydeden Engel, “Türkiye ile ilgili endişeli ve huzursuzum. Amerika’da Türklere, Türkiye’nin demokrasiden, diktatörlüğe dönüşme mücadelenize destek verdiğimizi söyledim.” ifadesini kullanmıştı.

AP vekilinden özgür basın pozu

Avrupa Parlamentosu (AP) Yeşiller grubu üyesi tecrübeli siyasetçi Eva Joly (71), üzerinde 14 Aralık operasyonunda hedef alınan basın kuruluşlarının logolarının yer aldığı “Özgür Basın Susturulamaz” yazılı pankartla poz verdi. Norveç doğumlu Fransız parlamenter gazetecilerin gözaltına alınmasının kabul edilemez olduğunu söyledi.

Fethullah Gülen Hocaefendi medyaya operasyonu değerlendirdi: O arkadaşların yerinde olmayı arzu ederdim

Fethullah Gülen Hocaefendi, yeni yayınlanan sohbetinde medyaya yönelik son operasyonları değerlendirdi. Gözaltına alınanları kastederek, “O arkadaşların yerinde olmak isterdim” dedi. Hakkında kırmızı bülten çıkarılacağı iddiaları ile ilgili olarak da “Fe ni’me ve biha” (baş göz üstüne, hoş gelmiş safa gelmiş, sıkıntı yok) ifadelerini kullanan Hocaefendi, “Ama bütün bunlarla bir sindirme meselesi hedefleniyorsa, kat’iyen bilmeliler ki hakiki mü’minler hiçbir zaman nifak düşüncesi karşısında eğilmemiştir. Hele asla secdeye hiç kapanmamıştır. Hep dimdik durmuşlardır” değerlendirmesinde bulundu.

Soltes: Özgürlükler korunmalı

Georgetown Üniversitesi’nin ünlü öğretim görevlilerinden Ori Soltes, Türkiye’de özgür basına karşı yapılan darbeyi sert şekilde eleştirdi. “Demokratik gelişmenin sürdürülmesi ve sağlıklı bir sosyal-ekonomik yapının oluşabilmesi için özgürlükler korunmalı” diyen Prof. Dr. Soltes, “Birey ve basın özgürlüklerini yalnızca yolsuzluğa bulaşmış hükümetler ile diktatörler kendisine tehdit olarak algılar.” şeklinde konuştu. Tutuklamaların Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın daha önce demokratik değerleri her ne gerekçe ile olursa olsun koruyacağı yolundaki sözünü inkâr anlamına geldiğini belirten Soltes, şöyle konuştu: “Bu yol Erdoğan’ı açıkça faşist, diktatör ve zalim olarak tarihte en kötü liderler arasında yer edinmesini garanti edecek. Hizmet Hareketi’ne karşı Erdoğan’ın başlattığı saldırılar 1934 ve 1935 yıllarında sisteme şekil veren Adolph Hitler’in Almanyası’nda Yahudilere karşı yapılanlarla ürkütücü şekilde benzerlik göstermekte. Türkiye’nin geleceği tehlikede! Tek umut, Türk insanının 80 yıl önce Almanları alıp götüren canavarın kendilerini de aynı kadere mahkûm etmeden uyanması ve durdurması.”

Morgan: Paralel yapı suçlaması Türkiye’yi geriye götürür

Washington Post gazetesinin bir dönem Doğu Avrupa ve Türkiye temsilcilisi olarak görev yapan gazeteci Dan Morgan, Türkiye’de yaşananları hayal kırıklılığı içinde izlediğini dile getirdi. “Türkiye’de kolluk güçlerinin gazetecileri, yayıncı, editör ve senaristleri gözaltına almaları karşısında derinden hayal kırıklığı içindeyim ve bu çok rahatsız edici bir durum.” diye tepki veren Morgan, haklarında suçlama yapılan kişilerin çoğulcu ve sağlıklı toplumun omurgası olan sivil toplum kuruluşlarına mensup olduklarını kaydetti. Sivil toplumu “Paralel yapı” diye suçlamanın ülkeyi tam anlamı ile geriye götüreceğini aktaran Morgan, “Devlet içinde ‘paralel yapı’ gibi bir tehdit suçlaması ülkeyi sadece geriye götürür. Sivil toplum kuruluşlarının hükümetten hesap sorması ülkenin ekonomik ve siyasi başarısı için gereklidir.” dedi.

Crittenden: Otoriterlik yolunda bir adım

Gazeteci Yazar Ann Crittenden, gazeteci ve yazarların Gülen Hareketi ile bağlantılı oldukları gerekçesi ile gözaltına alınmalarını ülkede basın özgürlüğüne karşı yapılmış bir darbe olduğunu söyledi. Yapılan tutuklamalar ile ülkede otoriter tutumun arttığını belirten Crittenden, “Kendisini eleştirenleri susturabilmek için Erdoğan otoriterlik yolunda bir adım daha adım atmıştır. Bu Türk milletini umutsuzluğa düşmesine neden olmuştur.” diye konuştu.

Lefebure: Dehşet ve son derece kaygı verici

Sağlıklı bir toplum ve demokrasi için hükümetin kontrolünde olmayan özgür basının varlığının şart olduğunu dile getiren Georgetown Üniversitesi öğretim üyesi Leo D. Lefebure, Zaman Gazetesi ile Samanyolu Medya Grubu’na karşı yapılan operasyonu “Dehşet ve son derece kaygı verici” olarak niteledi. Prof. Dr. Lefebure, “Tutuklamalar, halkın özgür haber alma hürriyetine ve tartışma özgürlüğüne yönelik bir saldırıdır.” diye tepki gösterdi.

Freeman: Eleştirileri güç kullanarak susturmak zayıflıktır

Emekli diplomat ve yazar Chas Freeman, Türkiye’de gazetecilerin kitlesel tutuklamasını ‘trajedi’ olarak değerlendirdi. “Eleştirileri güç kullanarak susturmak zayıf ve korkaklığın ifadesidir” diyen Freeman, “Her lider hata yapabilir. Özgür basın varsa ancak liderler hatalarından dönebilir ve böylece hem kendilerine hem de ülkelerine zarar vermemiş olurlar.” dedi. Zaman Gazetesi’ne karşı hükümetin atmış olduğu adımı “Bu bir darbedir ve Türk demokrasinin geriye gidişinde önemli bir adımdır” diyen Freeman, “George Washington’un 1783 de dediği gibi; eğer ifade özgürlüğü elinden alınırsa bir toplumun geriye kesilmeyi bekleyen sürüden başka bir şey kalmaz. Mesele de budur işte.”

London: Erdoğan, Türk siyaseti ve ekonomisi için tehdit

Hükümetin basına darbesini “üzüntü ve endişe içinde” izlediğini dile getiren emekli bürokrat Paul A. London, yapılanları Türk insanın özgürlüklerine karşı bir saldırı olduğunun altını çizdi. “Eleştirileri susturabilmek için tutuklama ve insanları hain ilan etme taktiği Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın uzun süredir kullandığı bir yöntem” diyen London, Erdoğan’ın geçmişte yaptığı tüm olumlu açılımları geriye götürmeye başladığını söyledi. Erdoğan ve hükümetin Türkiye’ye ekonomik ve demokratik kazanımlarını arttırdığı dönemde kendisinin de Cumhurbaşkanı’nın güçlü destekçilerinden olduğunu belirten London, “Ancak O (Erdoğan), artık Türk ekonomisi ve siyaseti için tehdit haline gelmiştir. Türkiye’de onu durduracak umarım yeterince güçlü demokratik kurumlar vardır.” şeklinde konuştu.

Afganistan’daki medya derneği: Operasyon, devlete güveni sarsacak

Afganistan Bağımsız Medya Destek Derneği “Nai”, özgür basını hedef alan 14 Aralık operasyonununda medya mensuplarının gözaltına alınmasını şiddetle kınadı. Medya derneği, operasyonun halkın sevgisini azaltacağını ve devlete karşı güveni sarsacağını kaydetti. “Armanemili” adlı gazetedeki haberde, 14 Aralık Pazar günü Zaman Gazetesi Genel Yayın Müdürü Ekrem Dumanlı ve Samanyolu Yayın Gurubu Başkanı Hidayet Karaca’nın yanı sıra birçok gazeteci ve dizi senaristlerinin gözaltına alınmasının hukuka aykırı olduğunu belirtildi.

Freedom House’tan AB’ye çağrı: Türkiye’nin katılım süreci tamamen dondurulmalı

ABD’nin saygın düşünce kuruluşlarından Freedom House (Özgürlük Evi), Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne (AB) katılım sürecinin dondurulması gerektiğini bildirdi. Freedom House Avrasya Uzmanı Nate Schenkkan tarafından kaleme alınan yazıda, özgür basını hedef alan 14 Aralık operasyonundan sonra yaşanan gelişmeler ele alındı. Schenkkan, “Türkiye’nin Avrupa vizyonunun bu hükümetle asla ilerlemeyeceğini” ifade etti.

ABD: Karşıtlığı seslendirmek, tezgâh ve ihanet değildir

ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Jen Psaki, Türkiye’de özgür medyaya yönelik operasyonda gözaltılara ilişkin yaptığı açıklamada, hükümete muhalif olmanın tezgah kurmak veya hainlik yapmak anlamına gelemeyeceğini söyledi.

Uluslararası toplumdan çağrı: Gazeteciler derhal serbest bırakılsın

Basın ve ifade özgürlüğünü ayaklar altına alan gözaltılara karşı uluslararası medya kuruluşlarından tepki yağıyor. Freedom House, Amnesty International (Uluslararası Af Örgütü) ve Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü (RSF) gibi dünyaca muteber birçok insan hakları ve basın örgütü peş peşe açıklama yaparak gözaltıların ‘basın özgürlüğüne yönelik siyasi bir saldırı’ olduğunu dile getiriyor.

Ahmet Rüştü Çelebi: Bu, Müslümanlar’a yapılan bir zulümdür

Birlik Vakfı’nın kurucularından Ahmet Rüştü Çelebi, medyaya yapılan hukuksuz operasyonun hazin bir tecelli olduğunu, Türk demokrasi ve basın tarihinde benzer bir olayla karşılaşılmadığını söyledi. Çelebi, antidemokratik operasyonun Müslümanlara yapılan bir baskı olduğunu ifade ederek zulm ile abad olunamayacağını belirtti. “Ortada müşahhas bir suç yok. Ekrem Dumanlı Bey ne yapmış? 80 yaşındaki Ahmed Şahin Bey ne yapmış?” diye sordu.

 

Write a comment

No Comments

No Comments Yet!

Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.

Write a comment

Only registered users can comment.