ABD’de basın özgürlüğü kazandı: NY Times muhabiri ifadeye çağırılmıyor
CIA’in İran’daki gizli operasyonlarını kitap haline getiren New York Times’ın ünlü muhabiri James Risen, CIA bilgilerini sızdırmak ile suçlanan Jeffrey Sterling’in mahkemesinde ifade vermeye çağrılmayacağı bildirildi.
İki Pulitzer ödüllü ünlü gazeteci James Risen, 2006 yılında çıkardığı Savaş Devleti (State of War) isimli kitabında, CIA’in, İran’ın nükleer silah programını baltalamak için bir operasyon düzenlediği ve bu operasyonun (Merlin Operasyonu – Operation Merlin) başarısızlıkla sonuçlandığını yazmıştı.
Kitabın yayınlanmasından bir süre sonra Eski CIA Ajanı Jeffrey Sterling, CIA dökümanlarını yasadışı bir şekilde elde etmek ve devlete ait gizli bilgileri Risen’a aktarmak suçlamasıyla dava açıldı. Sterling’in mahkemesine ifade vermeye çağrılan Risen, bugüne kadar ısrarla kaynağını açıklamayı reddetti.
Sterling davası 2011 yılından bu yana Risen’ın kaynağını açıklamayı redetmesi ve bu konudaki yasal tartışmalar sebebiyle görülemiyordu. Geçtiğimiz yılın aralık ayında ABD Bölge Hakimi Leonie Brinkema, 5 Ocak 2015’te yapılacak duruşmaya Risen’ın katılması ve ifade vermesi yönünde karar verdi. Ancak çok defa bu uğurda hapse girmeyi göze aldığını dile getiren Risen, geçtiğimiz hafta görülen mahkemede de kaynağını açıklamayı reddetti.
Associated Press ve Fox News muhabiri James Rosen’ın dinlendiği skandalının ortaya çıkmasından sonra 2013 yılının temmuz ayında çıkarılan yönetmelik ile gazetecilerin mahkemeye çağrılması ABD Adalet Bakanlığı’nın iznine tabi tutulmuştu. Bakanlığın bu yetkisini kullanan Adalet Bakanı Eric Holder, savcılara Risen’a kaynaklarını açıklaması adına baskı yapmamalarını istedi. Savcılar bunun üzerine Jeffrey Sterling’in yargılandığı mahkemede Risen’ı tanık olarak çağırmama kararı aldı.
James Risen’ın avukatı Joel Kurtzerberg, New York Times’a yaptığı açıklamada, “En baştan beri bunu söylüyorduk; hiçbir şart altında James gizli kaynaklarını hükümete veya herhangi birisine açıklamayacak.” Kurtzerberg, meselenin sadece James Risen ile alakalı olmaktan çıkıp tüm gazetecileri ilgilendirmeye başladığını ve gazetecilerin görevlerini yapmaları adına mahremiyetlerini saklayabilmeleri gerektiğini dile getirdi.
Öte yandan Eric Holder’ın kararı ABD basınında memnuniyetle karşılandı. Gazetecilerin mesleğini yapmaları sebebiyle hapse girmemesi gerektiğini savunan Eric Holder bir açıklamasında “Ben Adalet Bakanı olduğum sürece hiçbir gazeteci hapse girmeyecek.” ifadesini kullanmıştı.
No Comments
Only registered users can comment.
Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.
Write a comment