Harvard Üniversitesi’nde ‘Hizmet gönüllülüğü’ anlatıldı

Harvard Üniversitesi’nde ‘Hizmet gönüllülüğü’ anlatıldı

Dünyanın en iyi üniversiteleri arasında gösterilen Harvard Üniversitesi farklı ülke ve şehirlerden 350 akademisyenin din ve toplumu ilgilendiren meseleleri tartıştığı konferansa ev sahipliği yaptı.

Dördüncü kez düzenlenen uluslararası ‘Ways of Knowing (Bilmenin yöntemi) Konferansı’nda Hizmet gönüllülerinin günlük hayatta sosyal etkileşimi de ele alındı.

Belçika’nın (KU) Leuven Katolik Üniversitesi’nde Sosyal ve Kültürel Antropoloji alanında doktora yapan M. Reyhan Kayıkçı, Hizmet Hareketi’nde gönüllü kadınların ahlakı esas alarak diğer insanlarla olan sosyal etkileşimini anlattı. Kayıkçı, Hizmet Hareketi gönüllülerinin çağın ve toplumun ihtiyaçlarına göre dini emirleri nasıl günlük hayata yansıttıklarını inceliyor.

Hizmet Hareketi’nin gönüllülüğü organize şekilde hayata taşıyan bir topluluk olduğunu söyleyen Kayıkçı, bu tür araştırmaların en önemli katkısının Müslüman toplulukları homojen ve tekdüze bir yapı olarak görmemek olduğunu ifade etti. Medya ve siyasetin Müslümanları tek ve homojen bir yapı gibi ele alıp buna göre bazı politikalar üretirken sosyal bilimcilerin Müslüman toplumlarının içindeki nüansları incelediğini vurguladı.

Konferansta sosyal etkileşim üzerine duran Kayıkçı sosyal ilişkinin temelinde yer alan ahlaki hassasiyetlerden bahsetti. Bunu esas alarak sosyal diyalog, Müslüman ve gayrimüslim ilişkileri üzerine durdu. Kayıkçı, “Özellikle Avrupa’da sosyal entegrasyon ve Müslümanların görünürlüğünün tartışıldığı şu dönemde bazı Müslüman toplulukların toplumun geri kalanı ile olan sosyal ilişkilerini tartışmak önem arz ediyor.” diye konuştu.

“EN BÜYÜK VAZİFE: İNSANLARA AHLAKİ BİR YOL GÖSTERİCİ OLMAK”

Reyhan Kayıkçı’ya göre Hizmet Hareketi kadın gönüllüler için sosyal etkileşim alanında büyük bir ahlaki sorumluluğu barındırıyor. “Hizmet Hareketi’ndeki hiç bir arkadaşlık boş değil. Gönüllülere göre insan olarak en büyük vazife diğer insanlara ahlaki bir yol gösterici olmak. Tabi ki bu sadece Hizmet gönüllüleri için geçerli değil, bir çok Müslümanın da farkında olduğu bir vazife.” diye konuşan Kayıkçı, örnek bir hayat ortaya koymanın ehemmiyetini şu şekilde özetledi:

“(Hizmet gönüllülerine) göre etkileşime geçtikleri insanları ahlaki olarak bilinçlendirmenin en önemli yolu kendi hayatınla örnek olmak. Buna göre gönüllüler insanlarla kurdukları bağlarda iyi bir Müslümanın özelliklerini anladıkları gibi yansıtmaya özen gösteriyor. Bunu yapmada beklenen diğer insanların bu temsili davranışları kendi hayatlarına uygulamaları.”

“GÖNÜLLÜLER ÖRNEK OLUP KENDİ AHLAKINI GELİŞTİRİYOR”

Hareket’de gönüllü olmanın dışarıdan göründüğü gibi dümdüz bir süreç olmadığını savunan Kayıkçı, içinde bir çok duygusal etkileşimi de barındırdığını ifade etti. Kayıkçı, “Öncellikle temsil olmak isteyen insanın diğer insanlarla yakın ilişkiler geliştirmesi gerekiyor. Bir insan sizi tanımıyorsa sizi neden örnek alsın? Bu yüzden yakın ilişkiler kurmak çok önemli. Bir diğer nokta ise duygusal terbiye. Eğer kendinize bir görev edindiyseniz bazı fedakârlıklarda bulunmanız lazım. Ve eğer bu görev insani ilişkileri barındırıyorsa, bu fedakarlıklar çoğu zaman kendi gururunuzdan vereceğiniz ödünleri ilgilendirir. Özellikle gözlemlediğim şey sinir, stres, ve benzeri aşırı duyguların törpülenmeye çalışılması. Yani aslında dinde hep bahsedilen o insanı kâmil noktasına ulaşma çabası var. Hizmet Hareketi gönüllüsü hayatıyla örnek olup diğer insanların ahlaki farkındalığını uyandırmaya çalışırken aslında kendi ahlakını da geliştirmeye çalışıyor” ifadesini kullandı.

Dürüstlük ve saygılı olmak gibi arzu duyulan değerleri taşıyan bir insan olabilmenin Hizmet gönüllüsünün hayat boyu kendini eğiterek ulaşmaya çalıştığı bir hedef olduğunu söyleyen Kayıkçı, “Bu yüzden sosyal etkileşim Hizmet gönüllüsünün kendi ahlakı için de önemli. Süreç kesinlikle iki taraflı. Bu noktada aslında gönüllülerin hiçbiri mükemmel değil ve bu bahsettiğimiz şeyler ulaşılmaya çalışılan değerler, yani çaba bu doğrultuda. Ama zaten ahlaki gelişim de hayat boyu üzerine çalışılması gereken bir hedef, yani hayatın amacı diyebiliriz. O yüzden bu çıkış noktası insanların hayatlarındaki değişimleri takip etme imkanı veriyor.” diye konuştu.

Write a comment

No Comments

No Comments Yet!

Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.

Write a comment

Only registered users can comment.