Washington Post, Obama’yı Mısır’da ‘suç ortağı’ olmakla suçladı

Washington Post, Obama’yı Mısır’da ‘suç ortağı’ olmakla suçladı

ABD’nin saygın gazetesi Washington Post Mısır’da 278 kişinin hayatını kaybettiği şiddet olayları sonrası ABD’nin tavrını ve Obama yönetimini ağır bir şekilde eleştirdi. Gazete, Yayın Kurulu’nun imzasını taşıyan makalede, ABD’nin tutumuyla hem kendi kendisini engellediği hem de insafsızca davrandığı belirtilerek Obama yönetimi ‘suç ortağı’ olmakla suçlandı.

Mısır’da yaşananların darbe olduğunun bir kez daha vurgulandığı makalede, “Mısır’da 3 Temmuz’daki darbeden önce Obama yönetimi, silahlı kuvvetleri görevden uzaklaştırmaya karşı gizlice uyardı ve herhangi bir ülkede ordunun, seçilmiş hükümetin görevden alınması sırasında ‘belirleyici rol’ oynaması durumunda  ABD yasalarına göre yardımların kesilmesi gerektiğine işaret etti.” ifadeleri kullanıldı.

Gerçekleşen darbe ile generallerin ABD’nin uyarılarını görmezden gelmesine rağmen Beyaz Saray’ın kendi kanunlarını görmezden gelecek şekilde karşılık verdiği belirtilerek bu ülkeye silah yardımlarının halen devam ettiği vurgulandı.

ABD’nin Mısır’da yaşanan gelişmelere bir süre sessiz kalmasının ‘uzun ve utanç verici bir bekleme’ olarak nitelendirildiği makalede, “Daha sonra Dışişleri Bakanlığı darbe yaşanıp yaşanmadığına dair bir karar vermediğini duyurdu ve Dışişleri Bakanı John Kerry Mısır ordusunun ‘demorasiyi yeniden inşa ettiği’ni deklare etti.” ifadeleri kullanıldı.

OBAMA YÖNETİMİ ‘SUÇ ORTAĞI’

Obama yönetiminin kararlarının ciddi eleştirilmesinin ardından, “Bu tercihlerinden dolayı Obama yönetimi, çarşamba günü fiili hükümetin Kahire’nin iki meydanında kamp yapan on binlerce eylemciye karşı uygulanan yeni ve korkunç kanlı sert tedbir başlangıcının suç ortağıdır. Aralarında birçok kadın ve çocuğun olduğu en az 278 insan öldüğü bildirildi. Kaos kızgın çetelerin genellikle güvenlik güçleri tarafından pek korunmayan Hristiyan kiliselerini saldırmalarıyla başladı. Askeri dayatmalı olağanüstü hal gerçekte Mısır’ı 2011 devrimi öncesi yaşanan dikta statükoya döndürüyor.” ifadelerine yer verildi.

Makalede ayrıca Mısır ordunun müdahalelerine ABD’nin karşı çıkmasına rağmen aldırmadan devam etmesi de ‘mantıklı ve tahmin edilebilir’ bulundu ve “Washington şu ana kadar gösterdi ki uyarıları inandırıcı değil. Gerçekte, çarşamba günü Kahire sokaklarında polis dahi silahsız sivillere ateş etmeye devam ederken, Beyaz Saray sözcüsü gazetecilere yönetimin darbe karşıtı yasa hükümleriyle karşılaşıp karşılaşılmadığı konusunda hüküm vermeme kararlılığında olduğunu tekrarlıyordu.” ifadeleri kullanıldı.

Son olarak insan haklarına karşı yapılan büyük ihlallere karşı ABD’nin görmezden gelen tavrının, hem kendi kendisini engellemesi hem de insafsızca olduğu belirtilen makalede, “ABD’nin Mısır ordusuna desteğe devam etmesi ülkeyi demokrasinin inşasından ziyade yeni diktatörlüğe doğru gitmesine sebep oluyor. Darbenin lideri General Abdulfettah Es-Sisi, kendisini giderek artan şekilde, Cemal Abdülnasır gibi eski diktatörler tarzında bir ulusal kurtarıcı olarak biçimlendiriyor.  Çarşamba günkü kanlı saldırı, Mursi’nin Müslüman Kardeşler’i ile uzlaşı çağrısında bulunan, geçici kabinedeki ılımlı sivilleri bastırması anlamına geliyor. Uygun bir şekilde, liderleri, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Muhammed El Baradey istifa etti.” ifadelerine yer verildi.

Write a comment

No Comments

No Comments Yet!

Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.

Write a comment

Only registered users can comment.