Çin arabulucu oldu; Suudi Arabistan ve İran diplomatik bağları yeniden kurdu

Çin arabulucu oldu; Suudi Arabistan ve İran diplomatik bağları yeniden kurdu

Suudi Arabistan ve İran, Çin’in ev sahipliğinde yapılan görüşmelerde, sert bir şekilde kesilen diplomatik ilişkilerini 7 yıl sonra yeniden kurduklarını duyurdular. İki ülke arasındaki anlaşma, Çin’in Orta Doğu’da artan ekonomik ve siyasi önemini de gösteriyor.

Suudi Arabistan ve İran, yıllardır süren açık bir düşmanlık ve vekalet çatışmalarının (proxy conflicts) ardından, Cuma günü Çin’in önayak olmasıyla diplomatik bağları yeniden kurmayı kabul ettiklerini açıkladılar. Beklenmedik açıklama her iki taraftan üst düzey yetkililerin Çin’de 4 gün süren görüşmelerinin ardından geldi.

Suudi Arabistan’ın önde gelen bir Şii Müslüman din adamını idam etmesinin ardından göstericiler Tahran’daki Suudi büyükelçiliğine saldırmış ve Suudi Arabistan Ocak 2016’da diplomatik ilişkileri kesmişti. Sünni ve Şii liderliğindeki komşular arasındaki gerilim o zamandan beri sıklıkla devam ediyordu.

İki ülke birbirlerini bölgesel hakimiyet peşinde koşan taraflar olarak görüyor ve birbirlerini tehdit olarak algılıyor. Ayrıca Lübnan, Suriye, Irak ve en açık şekilde Yemen de dahil olmak üzere Orta Doğu’nun dört bir yanında rekabet halinde bulunuyor.

İran, 2014 yılında Suudi destekli hükümeti görevden uzaklaştıran Şii Husi isyancıları desteklerken, Suudi Arabistan da ertesi yıldan bu yana Husilere karşı yıkıcı bir hava harekatı yürütüyor. Suudi Arabistan ayrıca İran’ı Husilerin kendisine saldırmasına yardım etmekle suçluyor.

2019 yılında gerilimin zirveye ulaşması ise Suudi Arabistan’ın önemli bir petrol tesisine yapılan füze ve insansız hava aracı saldırısının kısa süreliğine krallığın ham petrol üretiminin yarısını sekteye uğraması ile oldu. Yemen’deki İran destekli Husi hareketi sorumluluğu üstlendi, ancak ABD’li yetkililer saldırının doğrudan İran tarafından kontrol edildiğini söylemişti.

Bu değişimin uzun süredir çatışma halinde olan hükümetler arasında derin ya da kalıcı bir yumuşamaya yol açıp açmayacağı belirsizliğini koruyor, ancak her iki ülkenin de çatışmadan geri adım atmanın bir yolunu bulmak istediğine dair işaretler vardı. Suudi ve İranlı yetkililer son iki yıl içinde Irak ve Umman da dâhil olmak üzere pek çok kez görüşmüş ancak ileriye dönük kayda değer bir adım atamamışlardı.

Açıklama bölgedeki diğer ülkelerin yanı sıra ABD tarafından da memnuniyetle karşılandı. Ancak Washington, İran’ın yükümlülüklerini yerine getireceği konusunda kuşkulu olduğunu söyledi. Nükleer programı nedeniyle İran’a azami baskı yapılması çağrısında bulunan İsrail’den ise herhangi bir açıklama gelmedi.