ABD, Macaristan’a yolsuzluk cezası kesti

ABD, Macaristan’a yolsuzluk cezası kesti

ABD, Türkiye’yi önemli ilham kaynakları arasında sayan Macaristan Başbakanı Viktor Orban’ın danışmanlarına yolsuzluğa karıştıkları iddiası ile ülkeye giriş yasağı koydu.

Avrupa Birliği’nin (AB) basın hürriyeti ve yargı bağımsızlığı konularında sık sık eleştirdiği Orban, ABD’nin yolsuzluk delillerini kendisine ulaştırana kadar danışmanlarla ilgili herhangi bir işlem yapmayacağını duyurdu. ABD’nin yolsuzluklara bulaştıkları iddiası ile ülkeye girişini yasakladığı 6 danışmandan birinin Orban’ın kendi müşaviri olduğu belirtiliyor. Washington böylece ilk defa bir AB üyesinin devlet görevlilerine giriş yasağı uygulamaya başlamış oldu.

‘Delil olmadan kimseyi suçlayamazsınız’ diyen Orban, ABD’den dosya beklerken, Amerikan kaynakları, 6 kişinin bizzat yolsuzluk yaptığı ya da yolsuzluktan istifade ettiklerini savunuyor. Macaristan’ın başkenti Budapeşte’de bulunan Amerikalı diplomatlar yaptıkları açıklamalarda yolsuzluğun Macaristan’ın demokratik kurumlarını yıprattığını açıklamışlardı. Orban’ın ‘delilleri verin’ talebine Amerikalı yetkililer, “sadece ABD’den değil, kendi vatandaşlarınızdan gelen iddiaları araştırın” cevabı veriyor.

7750 sayılı kleptokrasi (yolsuzluklara batmış hükümetler) ile mücadeleyi destekleyen ABD Başkanlık Beyannamesi’ne göre, Amerika gelişmekte olan ve baskıcı rejimlerde yolsuzluğa bulaşmış üst düzey yetkililere müeyyide uyguluyor. Bu kişilerin ABD’ye girişi yasaklanıyor ancak Amerikan yetkililer mahremiyet kuralları çerçevesinde isimleri açıklamıyor. Macar basını ise 6 danışmanın da Orban’ın partisi Fidesz mensubu olduğunu yazıyor. Temmuz ayında Romanya’da bir açıklama yapan Orban, ülkesinde milli kurumları esas alan bir ‘illiberal demokrasi’ kurmak istediğini söylemiş, tasavvur ettiği modele de Türkiye, Singapur, Çin, Rusya ve Hindistan’ı misal göstermişti. ABD Başkanı Barack Obama ise eylülde yaptığı bir konuşmada sivil toplumu sindirmede Macaristan’ı Mısır’la bir tutmuştu.

‘İlliberal demokrasi’ kısmi, boş ya da düşük yoğunluklu demokrasi olarak tarif ediliyor. Seçimler düzenli olarak yapılmakla birlikte vatandaşlar iktidardakilerin icraatlarından haberdar edilmiyor. Liberal demokrasilerin ana ilkeleri olan temek hak ve hürriyetler bu rejimlerde sınırlanıyor ve sistem ‘açık toplum’ olma hususiyetini kaybediyor.

Write a comment

No Comments

No Comments Yet!

Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.

Write a comment

Only registered users can comment.