Petraeus: Bingazi olayı bir terör saldırısıydı

Petraeus: Bingazi olayı bir terör saldırısıydı

Eski CIA Başkanı David Petraeus’un, Bingazi’deki Amerikan konsolosluğuna düzenlenen saldırıyla ilgili gizli istihbaratın, olayın terör saldırısı olduğunu gösterdiğini, ancak yönetimin, saldırının arkasında olduğundan şühelenilen terör örgütlerini ”uyandırmamak” için bu örgütlerin olası rollerine değinmediğini söylediği bildirildi.

Obama yönetimi, Bingazi’deki olayın hemen sonrasındaki ilk açıklamalarında, saldırıyı ABD’de çekilen İslam karşıtı filme yönelik protestoların ürünü olarak nitelemiş, bunun planlı bir terör saldırısı olduğunu ise daha sonra ortaya koymuştu.

Obama yönetimi ile Cumhuriyetçiler arasında hararetli siyasi tartışmaya dönüşen konu hakkında, Cumhuriyetçiler, yönetimi, saldırının nedeniyle ilgili kamuoyunu yanlış yönlendirmekle, seçim öncesinde bazı gizli bilgileri kasıtlı olarak gizli tutmakla suçluyor. Yönetim ise, ilk açıklamalarının, o dönemde kendilerine ulaştırılan istihbarat bilgilerini yansıttığını savunuyor.

Evlilik dışı ilişkisi nedeniyle CIA başkanlığı görevinden istifa eden Petraeus da, konuyla ilgili, bugün Kongre’deki kapalı oturumlarda ifade verdi. Temsilciler Meclisi ve Senato’nun istihbarat komitelerinde katıldığı oturumlarda, Petraeus’un ifadesiyle, Bingazi’daki saldırının detayları enine boyuna ele alındı.
        
Evlilik dışı ilişki skandalı pek gündeme gelmedi
        
Petraeus, Kongre’ye, fotomuhabirleri ve kameralara görünmeden yer altı tünellerini kullanarak girdi.

Kongre üyeleri Petraeus’u, ABD’nin Libya Büyükelçisi ile diğer 3 Amerikalı’nın yaşamını yitirdiği Bingazi saldırısından sonra yönetimin elinde ne tip bilgiler olduğu, yönetimin ilk açıklamalarının, istihbarat kuruluşlarının değerlendirmeleriyle neden örtüşmediği hususlarında soru yağmuruna tuttu.

Amerikan haber ajansı AP’ye göre, Petraeus oturumlarda, Bingazi saldırısının nedeniyle ilgili olarak, bunun en baştan beri terörist saldırı olduğunu düşündüğü, ancak ABD istihbaratının peşinde olduğu terörist grupları ”uyandırmamak” için, kamuoyuna yapılan açıklamalarda, şiddetin arkasında olduğundan şüphelenilen gruplara atıfların çıkarıldığını söylediği öğrenildi.
Petraeus, militanların, saldırılarını kamufle etmek için protestocu grubun arasında sızdığının ilk başlarda net olmadığını da belirtti.

Petraeus’in istifasına neden olan skandalın ise oturumlarda çok kısa gündeme geldiği, Petraeus’un bu konuda sadece, CIA’den ayrılışına yol açan şartlardan duyduğu üzüntüyü dile getirdiği ve istifa kararının Bingazi ile hiçbir bağlantısı olmadığını vurguladığı öğrenildi.
        
Komite liderlerinden açıklama
        
Senato istihbarat komitesinde iki saat süren oturumun ardından, komitenin başkanı Demokrat Dianne Feinstein, Rice’ın, istihbarat camiasının hazırladığı gizli olmayan notları kullandığını belirterek, ”Şu nokta çok önemli; (Rice’ın kullandığı notlar) çok erken bir aşamada gizli olmayan notlardı. Bunun için hedef seçilmemeli” dedi.

Feinstein, George W. Bush yönetiminin, Irak’ın işgaline gerekçe gösterdiği, ülkede kitle imha silahları bulunduğuna dair yanlış çıkan istihbaratını örnek göstererek, ”Bu kötü istihbarat yüzünden bir sürü insan öldü” ifadesini kullandı.

Feinstein, Bingazi’yle ilgili ilk istihbaratta da bazı hatalar yapıldığını, ancak bu konuda Rice’i suçlamanın adil olmadığını belirtti.

Komitedeki en üst düzey Cumhuriyetçi senatör Saxby Chambliss ise, Rice’ın kendisine verilen notların ötesine geçtiğini savunarak, Rice’ı eleştirdi.
        
Cumhuriyetçi Kongre üyelerinin oturuma dair yorumları
        
Cumhuriyetçi Peter King, oturumdan sonra gazetecilere yaptığı açıklamada, Petraeus’un, CIA’in saldırıyla ilgili hazırladığı ilk taslak notlarda terörizme atıf yapıldığını, ancak daha sonra nihai versiyonda bu atfın çıkarıldığını, hangi federal kurumun bunu çıkardığını ise bilmediğini söylediğini aktardı. King, ”Şu bir gerçek ki, (CIA’in orijinal notlarında) El Kaide’ye yapılan atıf, istihbarat camiası dışındaki biri tarafından bir noktada çıkarılmış. Bunu kimin ve niçin yaptığını bulmamız lazım. (Susan Rice’ın açıklama yaparken kullandığı) Nihai notların kimin ürünü olduğunu kimse bilmiyor. CIA’in hazırladığı ilk orjinal notlar, nihai versiyondan farklı. Notlarin ilk hali, El Kaide’nin saldırıdaki dahli konusunda çok daha spesifikti” dedi.

King ayrıca, Petraeus’un 14 Eylül’de Temsilciler Meclisi komitesini bilgilendirdiğini ve bugünkü oturumdaki ifadesinin tersine, o dönemde terör saldırısı nitelemesini kullandığını hatırlamadığını, bu düşüncesini kendisine de oturumda ilettiğini belirtti.

Diğer bir Cumhuriyetçi Kongre üyesi Marco Rubio da, Petraeus’un ifadesinin, Bingazi’deki konsoloslukta güvenlik tedbirlerinin yetersizliğini açıkça ortaya koyduğunu savundu.

Oturuma katılan bir Kongre yetkilisi de, Petraeus’un, konsolosluktaki güvenliğin çok gevşek olduğunu, protestocuların içeriye kolayca sızabildiğini söylediğini aktardı.

Yine bir Kongre yetkilisi, Petraeus’un, CIA’in taslak notlarında, Ensar el-Şeria ve El Kaide’nin Mağrib kolu örgütlerine yönelik yapılan atıfların, nihai taslakta ”radikal” ifadesiyle değiştirildiğini anlattığını belirtti. İsminin açıklanmasını istemeyen yetkili, bu değişikliği kimin yaptığını bilmediğini söyleyen Petraeus’un, diğer kurumlara, bir an önce ilgili birimlerin bilgisine sunulması için, notlarda uygun gördükleri şekilde değişiklik yapma izni verdiğini söylediğini de kaydetti.
        
Demokrat üyelerin yorumları

Demokrat Kongre üyesi Adam Schiff ise, Petraeus’un, söz konusu değişikliğin siyasi kaygılarla yapılmadığını net biçimde vurguladığını belirtti. Schiff, ”Petraeus, sürecin siyasileştirilmediği, Beyaz Saray’ın bir müdahalesi ya da siyasi bir ajandanın bulunmadığı hususunda son derece netti. Bu iddiaları tümüyle çürüttü. Ortada istihbari bir süreç vardı, siyasi değil. Gizli bilgileri, kaynağı ya da metodları riske atmadan, en iyi değerlendirmeyi ortaya koydular. Dolayısıyla değişiklikler, gizli bilgileri korumak içindi” diye konuştu.

Schiff’e göre, Petraeus, Cumhuriyetçilerin hedefindeki isim olan BM Daimi Temsilcisi Susan Rice’ın saldırı sonrasında televizyon mülakatlarındaki sözlerinin, ”o zamanda kamuya açıklanabilecek, eldeki mevcut en iyi istihbaratı yansıttığını” söylediğini belirtti.

Demokrat senatör Mark Udall da, CIA’in taslak notlarının, diğer istihbarat ve bazı federal kurumlara gözden geçirme için gönderildiğini, Petraeus’un, nihai belgenin tüm üst düzey kurum yetkililerinin bilgisine sunulduğunu ve kendisi de dahil herkesin buna imza attığını söylediğini aktardı. Udall, ”Kamuoyuyla paylaşılan değerlendirme, redakte etme sürecinden geçti. Radikal ifadesi konuldu, çünkü gizli olmayan bir belgede, bir olaya karışanları tanımlarken çok dikkatli olmanız gerekir” diye konuştu.

Bir diğer Demokrat senatör Kent Conrad da, Rice’ın, ”tüm istihbarat camiasının üzerine imza attığı, gizliliği kaldırılmış notları kullandığını, dolayısıyla tamamen uygun olan şeyi yaptığını” söyledi.

Write a comment

No Comments

No Comments Yet!

Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.

Write a comment

Only registered users can comment.