[YORUM] Today’s Zaman’ın sebep olduğu derin ‘hayal kırıklığı’
Geçtiğimiz aylarda Brüksel’de bir panelde bir soru sormuştum.
Panelden sonra Avrupa Birliği Komisyonu’nda yıllarca çalışmış, emekliliğine yaklaşmış bir bürokrat yanıma gelip, teşekkür etmek istediğini söyledi. Ben de ‘sorumu beğenmiş’ diye içimden geçirirken, Today’s Zaman’ın ne kadar başarılı olduğundan dem vurarak yıllardır Türkiye’ye ilişkin aradıkları verilerde sorunlar yaşadıklarını, Today’s Zaman’ın yayın hayatına başlamasının ardından kendileri için paha biçilmez bir kaynak haline geldiğini ve bizzat teşekkür etmek istediğini iletti. Teşekkürün benimle ilgili olmadığı hakikati kısa süreli bir sukut-u hayale sebep olsa da takdirlerini gazetenin genel yayın yönetmeni Bülent Keneş’e ileteceğimi söyledim. İlettiğim takdir ve teşekkürlerin sayısının hangi rakamlara baliğ olduğunu unuttum artık. Hayal kırıklıklarımın da…
Yayımlanmaya başladığı 2007’den bu yana sadece Avrupa Parlamentosu, Avrupa Konseyi ve Avrupa Komisyonu’nda değil, üye ülkelerin Türkiye masaları tarafından da yakından takip edildiğine her an şahitlik ettiğim Today’s Zaman’ın kısa ömrü yoğun tezviratlara rağmen başlı başına bir başarı hikâyesi. Turkish Daily News gazetesinde iki yıl kadar dış haberler editörlüğü yaptığım için İngilizce gazetenin ne kadar zahmetli, meşakkatli ve nankör olduğunu iyi bilenlerdenim. Kritik dönemlerde ortaya koyduğu billur tavırları ile Türkiye’nin demokratikleşme tarihinde şimdiden mühim bir yer işgal eden Today’s Zaman’ın başarı hikâyesinde en büyük pay, hiç şüphesiz Bülent Keneş ve onu bu göreve getiren Ekrem Dumanlı’nındır.
İktidara mensup akil adamların bir zamanlar ifade ettiği gibi Today’s Zaman tam zamanında yayın hayatına başlamıştı. 2007’nin ilk aylarında yayımlanmaya başlayan Today’s Zaman da herkes gibi ardı ardına bu kadar siyasi zelzelenin, kavganın, hesaplaşmanın tam da ortasına düşeceğini, hem de İngilizce yayımlandığı için akıl almaz iftiralara maruz kalacağını kestirememişti.
Today’s Zaman için ilk kriz, cumhurbaşkanlığı seçimlerinde patladı. 367 rezaleti, 27 Nisan muhtırası, cumhurbaşkanlığı referandumu, Abdullah Gül’ün cumhurbaşkanlığına seçilmesi ve nihayet Ergenekon sürecinin başlaması. Bütün bu kırılma anlarında Keneş’le neredeyse her gün yaptığımız telefon görüşmelerini, aldığı haysiyetli tavrı, demokratik sürecin bir defa daha iğfal edilmemesi için nasıl çırpındığını dün gibi hatırlıyorum. Sadece AB kurumlarından değil, Venedik Komisyonu’ndan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne kadar her muteber kurumdan yorumlar, haberler alabilmek için gece gündüz nasıl çalıştığını, ensemde boza pişirdiğini…
Bir defasında Brüksel’de yapılan Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu toplantısında anamuhalefet partisine mensup iki milletvekili daha önce hiç yaşanmamış bir şey yapmış ve Avrupalı vekillere Today’s Zaman’ı şikâyet etmişlerdi, onlara göre Today’s Zaman, “AK Parti’ciydi ve Avrupalılar sadece ve sadece bu mecradan bilgileniyordu”. Kapalı kapılar ardında da bu şikâyetlerin devam ettiğini en iyi bilenlerdenim. Galip ihtimaldir ki Brüksel’de Today’s Zaman kadar şikâyet edilen ikinci bir Türk gazetesi olmamıştır. Bu ithamların hiçbiri doğru değildi. Zaten ciddiye alınmadılar. Today’s Zaman’ın Brüksel’deki itibarı sürekli yükseldi. Türkiye kamuoyuna konuşmak isteyen Avrupalılar, söylediklerinin Today’s Zaman’da görünür olması için ısrar eder hale geldiler.
Üzüntüyle müşahede ediyorum ki bir zamanlar ‘iktidar yanlısı’ olmakla itham edilen Today’s Zaman ve idarecileri şu an iktidar yanlıları tarafından hedef tahtasına konuyor, edilmedik hakaret, düşülmedik seviye kalmıyor. “Eğriye eğri, doğruya doğru” demesi ile maruf Today’s Zaman’ın hem muhalefetin hem iktidarın son derece ağır tenkitlerine maruz kalsa da işaret ettiği bir hakikat var: İlke savunmak her zaman itibar kazandırır, prensiplere sarılan muteberdir. Bülent Keneş gibi gazeteciler Türk basınının sadece az sayıdaki ‘vicdanlarından’ değil aynı zamanda itibarını dipsizlikte arayan matbuatın sigortalarındandır. Bu ‘sigorta’nın ne kadar iyi çalıştığının en büyük delili hem muhalefetin hem iktidarın hedefi haline gelmesidir.
*Zaman Gazetesi Brüksel Temsilcisi
No Comments
Only registered users can comment.
Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.
Write a comment