Siyahilerin ayaklandığı Missouri bıçak sırtında
Missouri’nun Ferguson şehrinde 18 yaşındaki zenci bir gencin 9 Ağustos’ta beyaz bir polis tarafından öldürülmesiyle patlak veren olaylar, önceki gece ilan edilen sokağa çıkma yasağıyla da durulmadı.
Yasağın başladığı gece yarısından sonra polisin uyarılarına rağmen sokak gösterilerine devam eden 150 kişilik gruba karşı göz yaşartıcı gaz ve sis bombası kullanıldı. Yaşanan arbedede yedi kişi gözaltına alınırken yetkililer, kimliği açıklanmayan bir kişinin vurularak ağır yaralandığını duyurdu. Yaralanan kişinin kim tarafından vurulduğu ise netlik kazanmadı. Sert müdahale nedeniyle eleştirilen polis güçleri, bir araçlarına ateş edildiğini belirterek kendilerini savundu. Bölgedeki bir kilisede basın mensuplarının ve halkın sorularını yanıtlayan Vali Jay Nixon, pek çok göstericinin tepkilerini barışçıl bir şekilde dile getirdiğini belirterek ‘bir avuç yağmacının’ toplumu tehlikeye atmasına göz yummayacaklarını söyledi. Nixon’un sözleri sıklıkla kızgın bölge sakinleri tarafından laf atılarak kesildi. Şehrin güvenlik sorumluluğu kendisine devredilen eyalet otoban devriye gücünün müdürü Ron Johnson, 40 FBI ajanının olayın meydana geldiği bölgede kapı kapı gezerek görgü şahitlerine ulaşmaya çalıştıklarını aktardı. Polisin ırkçı-ayrımcı uygulamalarından bıktıklarını dile getiren göstericiler ise sokağa çıkma yasağının işleri daha da kötüleştireceğini savundu. Kimi bölge sakinleri ise şiddet olaylarını köpürtenlerin dışarıdan geldiklerini iddia etti.
Ferguson’un zenci sakinleri, polisin sürekli kendilerini taciz etmesinden ötürü Brown cinayetinin sabırları tükettiğini anlatıyor. New York Times gazetesine konuşan Garland Moore isimli bölge sakini “Irkçı polis departmanından yorulduk.” ifadelerini kullanıyor. Uzmanlara göre, bölgedeki etnik gerginliklerin kökenleri 1970’li yıllara kadar uzanıyor. Nüfusun üçte ikisini siyahların oluşturduğu şehrin belediye başkanının ve Şehir Konseyi’nin altı üyesinden beşinin beyaz olması, nüfusu gerileyen beyazların iktidardan kolay kolay vazgeçmediğini gösteriyor. Tartışmaların göbeğindeki polis teşkilatında ise 53 polisten yalnız 3’ünün zenci olması, temsil adaletsizliğinin ne denli büyük olduğunu ortaya koyuyor.
Önceki cumartesi yaşanan olayda, Michael Brown isimli genç, sokak ortasında bir polis tarafından öldürülmüştü. Olayın ardından yüzlerce kişi polis teşkilatının ayrımcı uygulamalarını protesto etmek için sokaklara dökülmüş, güvenlik güçleriyle göstericiler arasında çatışmalar yaşanmıştı. Vurulan Michael Brown isimli gencin olaydan kısa bir süre önce bir marketten birkaç şey çaldığına ve dükkân sahibini tehdit ettiğine dair güvenlik kamerası görüntülerinin polis tarafından medyaya verilmesi, Brown’ın ailesini ve göstericilerin öfkesini daha da artırmış ve cuma gününden sonra olayların yeniden kızışmasına neden olmuştu. Brown ailesi, polisin görüntüleri medyaya vererek oğullarının itibarını sarsmayı ve silahı ateşleyen polis memurunu temize çıkarmayı amaçladığını savunuyor. Yetkililer, protestoların yatışmaması üzerine Brown’ı öldüren polis memurunun ismini açıklamak zorunda kalmış ve olayla ilgili soruşturmanın başlatıldığını bildirmişti.
No Comments
Only registered users can comment.
Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.
Write a comment