CPJ: Gerçekler, medyaya baskı yoluyla gizlenemez
Türkiye’de son yıllarda yapılan yargı sistemindeki değişiklikten basın özgürlüğü alanında bir iyileştirilmenin olmadığını belirten Gazetecileri Koruma Komitesi (CPJ) Avrupa ve Orta Asya program Koordinatörü Nina Ognianova, “Türk hükümetinin yolsuzluk soruşturmasından sonra bazı yasal değişikliklere gitme çabası hem çok rahatsız edici hem de kaygı verici. Hükümetin kendisini mevcut zor durumdan kurtarmak için izlediği yol son derece tehlikeli” dedi.
Türkiye’nin yolsuzlukla mücadelesinde ‘uluslararası güçlerin varlığını’ sorgulamakla somut birşey elde edemeyeceği konusunda uyaran Ognianova, ‘‘Türk demokrasisinin araçları ile çözüm yolu aranmalı ve tüm liderler de buna destek olmalı. Ayrıca çözüm arayışında uluslararası kaygılar da göz önünde bulundurulmalı. Ülkenin liderleri basın özgürlüğünü kısarak, fikir hürriyetine baskı yaparak değil tüm fikirleri dinleyip çözüm süreci arayışına katamalı ve eldeki güç de bu şekilde kullanılmalı’’ dedi.
Fikir özgürlüğü ve basın hürriyeti konusunda mevcut kanunların ciddi sorunlar teşkil ettiğine vurgu yapan Ognianova, “Hali hazırdaki yasalar hükümetin ve diğer devlet organlarının basın hürriyetine kısıtlama yapabilmesine izin vermekte” dedi.
Mevcut sistemin libarilize edilmesini ve basın hürriyeti konusunda uluslararası standartın yakalanması için hükümetin acilen reform yapmasını tavsiye eden Ognianova, hali hazırda dünyada en fazla gazetecinin hapiste olduğu ülkenin Türkiye olduğunu hatırlattı.
Basın hürriyetinin insanların fikirlerini rahatça ifade edebilmesi ve yayınlanabilmesi anlamına geldiğini belirten Nina Ognianova, ancak Türk basının kullandığı dil dolayısıyla kutuplaşmalara yol açtığını savundu. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın da toplumda kutuplaşamalara yol açan bir uslup ile politika yürüttüğüne işaret eden Ognianova, Başbakanın sadece gazeteci Mehmet Baransu’yu değil bir çok basın çalışanına karşı tehdit vari açıklamalar yaptığını söyledi. “Başbakan kimi zaman karşıt fikirdeki gazeteciler için basını, kimi zaman mitingleri kullanarak tehdit edip hedef gösterdi. Bu asla kabul edilebilir bir yaklaşım değil” diyen Ognianova, bir başbakanın böyle dil kullanmasının savcılar, polisler için emir telakisi olarak anlaşılabileceğini dile getirdi.
Gezi Parkı olaylarından sonra bir çok gazetecinin işini kaybettiğini hatırlatan Ognianova, buna neden olanın ise hükümetin bu gazetecileri açıkca eleştirip hedef göstermesinin yol açtığını aktardı. Olaylar sırasında gazetecilere yönelik baskı nedeniyle kendi gazetelerinde yazma imkanı bulamadığı ve kişisel internet bloglarında veya sosyal medya aracılığı ile yaşananları kamuoyuyla paylaşmaya çalıştıklarını ifade etti. Ognianova, “Hükümetin bu olaydan anlaması gereken, gerçeklerin medyaya baskı yoluyla gizlenemeyeceğidir. Bu bilgiler bir şekilde kamuoyuna mal oluyor” dedi.
No Comments
Only registered users can comment.
Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.
Write a comment