Amerikalı eğitimcilerden dershane kararına tepki
Türkiye’de büyük tartışmalara neden olan özel dershanelerin devlet eliyle kapatılması kararı Amerikalı eğitimciler tarafından tepkiyle karşılandı. Kararın demokrasi ve bireysel özgürlük ilkelerine açıkça aykırı olduğunu ifade eden uzmanlar, dershanelerin eğitim hayatında önemli bir açığı kapattığını ve özellikle üniversite hazırlık dönemimde öğrencilere büyük yarar sağladığını belirtti.
Monmouth Üniversitesi öğretim görevlisi Doç. Dr. Walter Greason, son yıllarda üniversiteye girmek isteyen öğrenciler arasında ciddi manada artan rekabet ortamının öğrencilerin okul harici ekstra dersler almasını gerektirdiğini söyledi. Çocuklarına daha iyi bir gelecek hazırlamak isteyen ailelerin çeşitli kurs imkanlarından yararlandığını aktaran Greason, “Bu merkezler, öğrencilerdeki öğrenme merakını harekete geçiriyor. Öğrenci yalnızca test skorlarını yükseltmekle kalmıyor, bütün alanlardaki aktif öğrenme becerisini de geliştirmiş oluyor.” dedi.
30 yıldır eğitim faaliyetleri içinde olduğunu anlatan Greason, üniversiteye dershane aracılığıyla giren bir öğrencinin, normal bir lise öğrencisine göre yaklaşık 3 yıl avantajlı olarak başladığını ifade etti. “Günümüzde milyonlarca öğrenci üniversiteye girme konusunda birbiriyle yarışıyor. Bu nedenle öğrencilerin lise 1 ve 2. sınıflarda bile bu gibi destek eğitimlere ihtiyacı var” diyen Dr. Greason, “Sonuç olarak başarılı bir gelecek isteyen öğrenci normal eğitimin yanında, dershaneler gibi kurumlarda destek eğitimi aldığı takdirde istediği başarıyı elde edebiliyor.” diye konuştu.
Bir başka eğitimci Dr. Richard Natole ise dershanelerin eğitim hayatında çok önemli bir yere sahip olduğunu hatırlatarak bu kurumların özellikle kaliteli üniversitelere yerleşmek isteyen öğrenciler tarafından tercih edildiğine dikkat çekti. Deneyimli eğitimci, dershanelerin eğitime yaptığı katkının, hiçbir devlet okulunda karşılanamayacağını savundu.
Dershanelerin, öğrencilere sınavlara hazırlık eğitim, beceri ve strateji öğrettiğini anlatan Natole, öğrencilerin bu sayede çok yüksek puan aldığını belirtti. Dr. Natole “Bu tarz kurumlarda genellikle aynı hedefe doğru yol alan öğrenciler biraraya geliyor. Dershanelerdeki özel öğretmenler de öğrencilere sınav öncesi iyi bir eğitim veriyor.” dedi. Dr. Natole, dershanelerin özel girişimler olduğu için standartlarını daima yüksek tutması gerektiğini, aksi takdirde öğrencilerini kaybedeceğini hatırlattı. Devlet okullarında yüksek sınıf mevcutlarından dolayı öğrencilerin yeterince iyi eğitim alamadığını kaydeden Amerikalı eğitimci, “Öğretmenlerin sınıfta akademik başarı sağlaması için yeteri derecede zaman ve kaynağı yok. Sınıftaki her öğrenci farklı akademik seviyeye sahip ve hepsi üniversiteye gitmeyi amaçlamayabiliyor. Bütün bu sebepler öğrencinin dershaneyi tercih etmesine neden oluyor”dedi.
Devletin özel eğitim kurumlarına müdahale etmesinin her zaman olumsuz sonuçlara neden olduğunu vurgulayan Natole “Bana göre, devlet hangi projeye müdahale ederse o iş daha büyük masraf açıyor ve istenen sonuçlara ulaşılamıyor. Çünkü hem bürokrasi hantal hem de projede görev alanların bir çoğu ne yaptıklarını bile bilmiyor. Belki devlet iyi niyetli olabilir ama maalesef sonuçlar çok kötü oluyor.” diye konuştu.
ABD’nin saygın dershanelerinden The Princeton Review Kıdemli Başkan Yardımcısı Robert Franek ise, öğrencilerin üniversite sınavları öncesi hazırlanmalarının büyük önem taşıdığını söyledi. Öğrencilerin en iyi üniversiteleri kazanması için büyük gayret gösterdiklerini ifade eden Franek, öğrencilere birebir dersler başta olmak üzere farklı şekillerde eğitim verdiklerini kaydetti. Öğrencilerin alacakları puanların onların hangi üniversiteye gideceklerini belirlemekle kalmayıp, okuyacakları bölümü ve burs alıp almayacaklarını da etkileyen önemli bir kriter olduğunu vurgulayan Franek, öğrencilerin sınav puanlarının hayati önem taşıdığını hatırlattı.
Rutgers Üniversitesi Küresel İş Yönetimi bölümü öğretim görevlilerinden Yard. Doç. Dr. Ajai Gaur, özel dershanelerin devlet tarafından kapatılmasının demokrasi ve bireysel özgürlük ilkelerine açıkça aykırı olduğunu ifade etti. Söz konusu kararın Türkiye’nin sosyo-ekonomik gelişimine zarar vereceğine dikkat çeken Yard.Doç.Dr Gaur, “Hükümetin hem kısa hem de uzun vadeli olumsuzluğa sebep olacak bu karardan vazgeçmesini temenni ediyorum.” diye konuştu.
Yaklaşık 20 yıl boyunca Türkiye’de özel bir dershanede çalışan Dr. Jim Romaine ise dershanelerin Türkiye’de büyük bir eğitim açığını kapattığını söyledi. Bu müesseselerin özellikle maddi durumu düşük ailelerin çocuğuna iyi bir eğitim fırsatı sunduğunu ifade eden Romaine, Türkiye’de öğrencilerin üniversiteye girmek için çok çalışması gerektiğini hatırlattı. Bu nedenle okullarda verilen eğitimin yetersiz kaldığını belirten Romaine, “Türkiye’de sınıflar çok kalabalık, bazı okullarda öğretmen yok. Özellikle doğuda bu sorun daha da büyük. Öğrenciler derste gerektiği şekilde eğitim alamıyor ve bu açığı dershanelerle kapatmak zorunda kalıyor. Dershanelerde verilen eğitim sayesinde bir çok öğrenci üniversiteyi kazanma şansı buluyor. Yani dershanelerin eğitimde çok önemli bir yeri var. Bunu gözardı etmemek lazım.” dedi. Türkiye’de devlet okullarının belli bölgelerde başarılı olduğunu bunun ise bütün öğrenciler için yetersiz olduğunu belirten Romaine, “Türkiye’de belli yerlerde özel okullar var. Ama malesef bunlar çok pahalı olduğu için herkes o okullara gidemiyor. Özel okullar sadece belli bir zümreye hitap ediyor. Bu durum diğer öğrencilerin üniversite girme şansını azaltıyor. Bu da eğitimde fırsat eşitsiziliğine neden oluyor.” diye konuştu.
Dershanelerin ekonomi içinde birer özel yatırım olduğuna dikkat çeken Romaine, “İnsanlar ülkede dershane açarak bir şekilde istihdam sağlıyor ve devlete vergi veriyor. Bu da ülke ekonomisine destek anlamına geliyor. Özel bir yatırımcının açtığı bir dershane, kanunsuz bir işlemde bulunursa kapatılır. Yükümlülüklerini yerine getiren kurumların kapatılmasını mantıklı bulmuyorum. Kapatma halinde binlerce insan işsiz kalacak. Devlet kendi eliyle, özel sektörün yatırımını sonlandırmış olacak. Bence devlet bu projesini bir daha gözden geçirsin çünkü eğitime büyük zararı olur” dedi.
ABD’de dershanelerin normal şartlarda kapatılamacağını hatırlatan Dr. Romaine, “Bu gibi kurumlar, devlet okullarına göre daha kaliteli eğitim vermek zorunda. Bunu yapamadıkları takdirde, kendi kendilerine kapanırlar. Bunların devlet eliyle kapatılması ise özel sektör yatırımlarını son derece olumsuz etkiler.” dedi.
İnsanların özgür iradeleri ile ilgi duyduğu alanlarda eğitim görmesine fırsat veren özgürlükçü bir eğitim modelini benimsediğini ifade eden Columbia Üniversitesi Türkçe ve Osmanlıca Programı Koordinatörü Öğretim Görevlisi Dr. Züleyha Çolak ise, bu konuda karar verilmeden önce kamuoyu fikrinin sorulması gerektiğini belirtti.“Eğitimi alacak olan insanlar bundan en çok etkilenecek olanlardır ve demokratik bir toplumda toplumun her ferdinin istediği yerden istediği eğitimi almaya hakkı olmalıdır. Hiç bir kuvvetin, insanları özellikle de eğitim konusunda sınırlamaya hakkı olmadığına inanıyorum.” diyen Çolak, “Amerika’da değişik üniversitelerde edindiğim tecrübeyle şunu ifade edebilirim ki eğitime kalite kazandıran gerçek rehberlik, onlara neyi nasıl öğrenmelerini gerektiğini dikte eden bir şekilde değil insanların tecrübe etmesine, tercih ve ilgilerine saygı duyularak ve hatta bunları ön plana çıkararak belirlenen ihtiyaçların karşılanması esas alınarak yapılabilir.” dedi.
Sadece bilgi aktarımını esas alan bir eğitim anlayışının değil aynı zamanda bilgiyi yorumlamayı da öğreten bir eğitim anlayışın sağlanması gerektiğine vurgu yapan Çolak, bunun için öğrenciler ve ailelerin bu konudaki fikirlerine başvurulmasının şart olduğunu belirtti. Columbia Üniversitesi öğretim görevlisi, kamuoyunun farklı ihtiyaçlarına aynı anda cevap vermeyi sağlayacak çok metodlu ihtiyaçları karşılamayı esas alan bir eğitim anlayışının öne çıkarılmasının önemine dikkat çekti. “Umarım aklı selim sahibi değerli karar mercileri bu konuda toplumun nabzını tutarak sağduyu ile hareket eder ve eğitim alma özgürlüğüne toplumun tercihleri gözetilerek varolan imkanları kapatarak değil bu imkanları güçlendirecek yeni kapılar açar”, diyen Çolak, “Dersanelerin kapatılması konusunda yaşananlar çok üzücü. Gönül isterdi ki milletine yıllardır farklı yollarla hizmet edebilmek için gayret eden insanlar karşı karşıya gelmiş olmasın.” diye konuştu.
St. Anselm Üniversitesi Sosyoloji Profesörü Michael Smith ise bu yasa tasarısının Anayasaya aykırı olduğunu ve Atatürk’ün demokratik Türkiye vizyonu ile bağdaşmadığını söyledi.
Türkiye’de dershanelerin kapatılmasının sadece öğretmenleri değil bir çok insanı işsiz bırakacağını belirten Pittsburgh Belediye Meclis Üyesi John Maggio ise karar neticesinde tüketici harcamaları da azalacağı için ekonominin olumsuz etkilenebileceğini söyledi. Dershanelerin öğrencilerin geleceğine katkıda bulunduğunu belirten Maggio, “Bu kurumların kapanması yeni öğrencileri olumsuz etkileyebilir. Ekonomideki harcamaları da azaltabilir.” şeklinde uyarıda bulundu.
No Comments
Only registered users can comment.
Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.
Write a comment